Suç ve Ceza Romanı Tahlili
#Suç ve Ceza Dostoyevski'nin romanıdır. Suç ve Ceza romanı, romanın teknik unsurları olan Anlatıcı ve Bakış Açısı, Kişiler, Olay Örgüsü, Zaman,
Mekan, Dil ve Üslup alt
başlıkları halinde incelenmiştir.
Suç ve Ceza Romanında Anlatıcı ve Bakış Açısı
#Suç ve Ceza romanı ‘o’ anlatıcı tipi ile sunulmuş bir
romandır. O anlatıcı tipi, anlatıcının olayları sunuş şeklindeki tutuma göre
ilahi, yansız ve kişisel olmak üzere üç şekilde karşımıza çıkar. İlahi anlatıcı
tipi, olaylar ve kişiler üzerinde sonsuz bir gözlem gücüne sahiptir. Sadece
görülen olayları değil, kahramanların zihinlerinde geçen duygu ve düşünceleri
de okuyucuya aktaran ilahi anlatıcı, zaman zaman yorumlarda da bulunmaktadır.
Olaylar ve kahramanlar hakkında her şeyi bilen ilahi anlatıcı, yazar- anlatıcı
olarak da bilinmektedir.
#Suç ve Ceza romanı, genel olarak tanrısal bakış açısıyla
yazılmıştır. Ancak yer yer gözlemci figürün bakış açısı ve çoğul bakış açısı da
kullanılmıştır. Roman içinde pek önemli bir yeri olmamakla beraber okuyucuyu bilgilendirmek
için romanın içine katılan şahıslara gözlemci figür denilmektedir. Gözlemci bir
figür olan Duşkin karakteri de bu tür bir görevi yerine getirmek amacıyla
romana girmiştir
. #Suç ve Ceza romanında iyi bir gözlem için roman kişilerine en yakın olabilecek
ve her şeyi olduğu gibi görebilecek tanrısal bakış açısı kullanılmıştır. Ancak
olayları ve düşünceleri karakterin kendi
izlenimlerinden ve kendi cümlelerinden dinlemek, gözlemden daha gerçekçi
olacağı için roman kişilerinin konuşmalarına tanrısal anlatıcının
söylemlerinden daha fazla yer verilmiştir. Suç ve Ceza romanı, gerçeği birinci
ağızdan yansıtmak amacıyla daha çok diyaloglarla kurulan bir roman olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Suç ve Ceza Romanında Kişiler
#Suç ve Ceza romanında açıklama ve gösterme
yöntemlerinin ikisi de kullanılmıştır. Karakter, romanda ilk adı geçtiği anda
anlatıcı tarafından açıklama yöntemiyle okuyucuya sunulmuştur. Ancak romanın
ilerleyen bölümlerinde karakterlerin yaşadığı değişimler gösterme yöntemiyle okuyucuya
sunulmuştur:
Sabahattin Ali Neden Öldürüldü? Komünist olduğu için mi öldürüldü?
Sabahattin Ali Neden Öldürüldü? Komünist olduğu için mi öldürüldü?
#Suç ve Ceza romanında başkişi Raskolnikov ve
yardımcı kişiler gösterme yöntemi ile sunulmuştur. Oldukça kalabalık bir şahıs
kadrosundan oluşan Suç ve Ceza romanında yardımcı kişiler hemen bir kenara
atılmamış ve roman boyunca serüvenlerini sürdürmüşlerdir. Okuyucu, onları
romanın başkişisi kadar iyi tanımıştır. Onlar da başkişi gibi değişim yaşamış
ve bu yüzden gösterme yöntemi ile okuyucuya nakledilmiştir.
#Suç ve Ceza romanında, roman kişileri ilahi
anlatıcı tarafından daha çok dış görünüşleri itibariyle anlatılmıştır. Ancak
ağırlıkla kahramanların kendi kendilerini tanıttıkları yöntem kullanılmıştır.
Kahramanların kendilerinden bahsettikleri konular daha çok psikolojik
temellidir. Bu sebeple kahramanların kendilerini tanıtmasında, iç monolog ve
bilinç akışı tekniklerinden faydalanılmıştır:
#Suç ve
Ceza romanının tematik gücü Raskolnikov’dur. O, romandaki en önemli görevi
yerine getirmek için vardır. Suç ve Ceza
romanına bakıldığında, o, romanın konusunu benliğiyle var eden kahramandır.
Hemen hemen bütün konuşmalar Raskolnikov üzerinedir ve diğer bütün kahramanlar Raskolnikov etrafında
birleşmişlerdir.
#Karşıt kahramanı, tematik gücün yani Raskolnikov’un
karşısında duran ve onun romandaki görevini yerine getirmesi için var olan
kışkırtıcı güç olarak ele alabiliriz. Raskolnikov’ un cinayeti işlemesi için zemin hazırlayan karşıt
kahraman, insanların sefalet çekmesine ve kötü yola düşmesine el vermeyen
vicdanı, işlediği cinayetle var olacağını düşünen ‘üst benliği’ ve adaletsiz bir işleyişi olduğunu düşündüğü toplumsal
düzendir.
#Suç ve Ceza romanında tematik güç olan Raskolnikov, insanlar için bir şeyler yapmak, onlara faydalı olmak,
bir taraftan da kendi geleceğini kurtarmak istemiştir. Ancak Raskolnikov’un
cinayeti işlemesine sebep olan asıl şey, kendisinin Napolyon mu yoksa bir bit
mi olduğunu öğrenmek isteyişidir. Bu da normal süreçlerle şekil almamış,
arızalı bir ‘üst ben ’in Raskolnikov üzerindeki getirileri olmuştur. Aynı zamanda Raskolnikov’
un işlediği cinayet yasalar önünde suç olduğu için karşıt kahraman,
Raskolnikov’un kendi benliği ve toplumsal düzendir demek yanlış olmayacaktır.
#Suç ve Ceza romanında yardım kahraman (Yardımcı kahraman,
tematik gücün dışında olayların seyrini değiştiren ve olaylara yön veren roman
kişisidir) kızı Sonya’nın ailesinin geçinmesini sağlamak amacıyla vesikayla
çalıştığını anlatan Marmeladov, romanın ilk yardımcı karakteridir. Marmeladow’un cenaze
töreninde Sonya’yı gören Raskolnikov, ondan etkilenir ve ona yardım etmek için gerekli olduğu düşüncesiyle, sadece düşünsel boyutta olan
cinayet fikrinin gerçekleşmesini sağlar.
#Suç ve Ceza
romanındaki bir başka yardımcı kahraman ise, sorgu memuru Porfiri Petroviç’tir.
Porfiri, cinayeti Raskolnikov’un işlediğinden süphelendiği için onunla sorgu
maksadıyla zihin bulandırıcı uzun konuşmalar yapmıştır. Raskolnikov, Porfiri’nin
gerçeği bildiğini anladığında yine de inkar etmeyi düşünmüşse de onun dostça
telkinleri sayesinde suçunu kabul etmiştir.
#Suç ve Ceza romanının sorunsal kahramanı
ise, orta yaşlı sengin Svidrigaylov’dur. Svidrigaylov, Dunya’yı çalıştığı evde
taciz etmiş ve kasabada haklarında dedikoduların yayılmasına sebep olmuştur.
Petersburg’a gelen Dunya’nın peşinden gelmiş, cinayeti Raskolnikov’un işlediğini Dunya’ya
söylemiş ve onun kendisini sevmediğini anladığında da intihar ederek ölmüştür.
Svidrigaylov, Dunya’ya ve Raskolnikov’a rahatsızlık vermiş, olayların seyrinde
bir değişikliğe sebep olmamıştır.
#Suç ve Ceza romanında
diğer sorunsal kahraman Lujin’dir. Lujin, mal varlığıyla övünen bir karakter
olduğu için, Raskolnikov tarafından sevilmemiş ve insanlar hakkındaki
küçümseyici düşüncelerinden ötürü nişanlısı Dunya tarafından terk edilmiştir.
#Suç ve Ceza
karakterlerinin bir başka özelliği de, Dostoyevski’nin onların içlerinde
birbirine tamamen zıt karakterleri barındırmasıdır. İyi yürekli ve ‘ben de
yaşamak istiyorum’ diyecek kadar yaşama bağlı ve çocuk ruhlu bir karakter, bir
cinayet işleyip özgürlüğünün elinden alınmasına sebep olmaktadır. Vesika ile çalışan
Sonya, kötü yola düşmüş olmasına rağmen, olabildiğince masum ve temiz kalpli
bir kızdır. Zengin ve dul karakter Svidrigaylov ise hayatının geri kalanını on
altı yaşında bir kızla nişanlanıp zevke ve yaşamaya düşkün olmasına rağmen,
intihar edebilecek kadar bunalımlı bir karakterdir.
#Sorgu yargıcı Porfiri,
itinalı, soğuk ve ciddi bir memur olmasına rağmen, Raskolnikov’ a son derece
dostça davranmış ve cezasında indirim alması için elinden geleni yapacağını
söylemiştir. Son derece inançlı bir hristiyan olan Mikolka, Hz. İsa’ nın
çektiği acıyı çekmek amacıyla cinayet işlediğini söyleyip hapse girmek
istemekte, ancak bu olay ortaya çıkana kadar hayata bağlı ve biraz da aşırı
uçlarda yaşamaktadır.
#Suç ve Ceza romanının başkişisi
Raskolnikov’u psikanalitik açıdan bir incelemeye tabii tuttuğumuzda ise,
Raskolnikov’un nevrotik bir insan olduğunu görürüz. Oedipal dönemde, iğdiş
edilme korkusuyla anneden uzak kalma, yaşamın ileriki yıllarını etkilemektedir.
Anneden ayrılma anksiyetesi olarak da bilinen nevroz, yalnızlaşan bireyin içe
kapanmasına, iletişim kurmamasına, çevresinden ümidini kestiği için kendi
kendine çözüm arayışına girmesi ve bu çözüm yollarının suç teşkil eden durumlar
olmasına genel olarak verilen addır.
#Raskolnikov, olabildiğince yalnız bir karakterdir.
Arkadaşlarıyla konuşmayı reddeden, çevresinden gelebilecek bütün yardımlardan
ümidini kesen bir bireydir. “Üstelik, kişisel üstünlüğünü sağlayabilme yolunda,
diğer insanlara zarar verebilecek girişimlerde...” bulunmuştur.
Suç ve Ceza Romanının Olay örgüsü
#Raskolnikov, hukuk eğitimini tamamlamak
için Petersburg’da yaşamaktadır. Parasızlık yüzünden okulu bırakan
Raskolnikov’un annesi ve kızkardeşi de emekli maaşıyla geçinmektedir. Kız
kardeş Dunya, mürebbiyelik yaptığı evin beyi Svidrigaylov tarafından tacize
uğramıştır. Kocasını Dunya’nın baştan çıkardığını düşünen Marfa Petrovna, bu olayı
bütün kasabanın diline düşürür. Dunya’nın suçsuzluğunu anladıktan sonra ise
ondan af diler ve akrabası olan zengin ve kibirli işadamı Lujin ile
nişanlanmaları için aracı olur. Kızkardeşinin, kendi hayatını kurtarmak için
fedakarlık yaparak nişanlandığını öğrenen Raskolnikov bu durumdan hiç
hoşlanmaz.
#Meyhanede
karşılaştığı eski memur Marmeladow, evde açlık içinde bekleyen çocuklarının olduğunu ve kızı
Sonya’nın onların karnını doyurmak için vesika ile çalıştığını anlatır.
Parasızlık yüzünden okulunu yarıda bırakan Raskolnikov, sefaletin insanları
kötü yola düşürmesinden son derece rahatsızdır. Zengin bir kocakarı olan Alyona
İvanova’yı parası için öldürmeyi düşünen Raskolnikov, bu düşüncesini
gerçekleştirir.
#O, alacağı paralarla
hem kendisinin ve ailesinin istikbalini kurtaracak, hem de alelade mi yoksa
fevkalade bir insan mı olduğunu anlamak için bir eylemde bulunacaktır. Alyona
İvanova’yı balta ile öldürdüğü sırada eve gelen üvey kardeş Lizavetta’yı da
öldürür. Evden aldığı birkaç parça değerli eşyayı da bir taşın altına saklar.
#Raskolnikov, cinayeti
işledikten sonra amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli parayı almamıştır
evden. Alyona’yı öldüren Raskolnikov, kendisinde fevkalade insan olmak için
gerekli kabiliyetin ve iradenin olmadığını anladığında büyük bir ruhsal
sarsıntı geçirir. Kendisinin bir bitten farklı olmadığı gerçeğinin farkına
varan Raskolnikov, bu yıkım ile günlerce ateşler içinde yatar. Kendine geldiği
bir gün Sonya ile tanışır. Bu sırada anne Pulheriya ve kızkardeş Dunya,
Lujin’in davetiyle Petersburg’ a gelir. Ruhsal bir sarsıntı geçiren Raskolnikov, onların
beklediği ilgiyi kendilerine gösteremediği gibi, kızkardeşinin kendini beğenmiş
ve cimri nişanlısı Lujin’den ayrılmasını sağlar.
#Sonya, vesika ile geçinen bir kız
olmasına rağmen kalbi tertemizdir. Raskolnikov, onu kendisine yakın
bulmaktadır. At arabasının altında kalan sarhoş baba Marmeledow’un ölmesinden sonra çıldıran
karısı Katerine da ölür. Raskolnikov, yapayalnız kalan Sonya’ ya destek olmaktadır. Bu sırada Dunya’nın mürebbiyelik
yaptığı evde kendisine sarkıntılık eden Svidrigaylov, Petersburg’a gelir ve
Raskolnikov ile konuşur ve ona Dunya için gelmediğini ve evleneceğini
söyledikten sonra af diler.
#Raskolnikov, cinayet
işlediğini Sonya’ya söyler. Sonya, kendisinin af dilemesini söyler ve acı
çekerek kendisini Tanrı’ya bağışlatabileceği yolunda telkinler verir. bu
konuşmayı dinleyen Svidrigaylov, Dunya’yı kiraladığı odaya çağırarak cinayeti
Raskolnikov’un işlediğini söyler. Svidrigaylov’un Dunya’ya saldırmaya
çalışmasıyla, Dunya tarafından tabancayla yaralanır. Aşkının karşılıksız
olduğunu anlayan zengin dul, kendisini vurarak intihar eder.
#Sorgu yargıcı
Porfiri, cinayeti Raskolnikov’un işlediğinden şüphelenmektedir. Kıvrak bir
zekası olan memur, sorgu sırasında Raskolnikov’un davranışlarından cinayeti
onun işlediğini anlar ve itiraf etmesi için baskı yapar. Ne yapması gerektiğine
karar veremeyen Raskolnikov, Sonya’nın cezasını çekmesi gerektiğini söylemesi
üzerine teslim olur.
#Raskolnikov,
Sibirya’da sekiz yıllık kürek cezasına çarptırılır. Sonya, üvey kardeşlerini
yurda vererek onun peşinden gider. Dunya ise Razumihin ile evlenir. Sonya
Raskolnikov’u her gün ziyaret etmektedir. Ancak o, Sonya’ya son derece ilgisiz
davranmaktadır. Hayata karşı son derece ilgisiz olan Raskolnikov, içine kapanır
ve kimseyle iletişim kurmaz. Sonya hastalanır ve hapishaneye ziyarete gidemez.
Onun yokluğunda değerini daha iyi anlayan Raskolnikov, Sonya’ya aşkını itiraf eder.
Artık, onun, hayata tutunmak için bir sebebi vardır. Roman, Sonya ve
Raskolnikov’un baktıkları eşsiz göl manzarası ile sonlanır.
#Suç ve Ceza üç ciltten oluşmuş ve
ciltler kendi içinde bölümlere ayrılmıştır. Birinci ciltte, Raskolnikov’u
cinayet işlemeye götüren ailevi ve maddi problemler konu edilmiş, ikinci ciltte
cinayetin Raskolnikov üzerinde yarattığı derin sarsıntı ve ona bu süreçte
destek olan arkadaş çevresi anlatılmıştır. İkinci ciltte yer bulmaya başlayan
romanın asıl tezi, yani Raskolnikov’un gerçekten cinayet işlemesine sebep olan
düşünceler üçüncü bölümde derinlemesine işlenmiştir. Durağan bir atmosferi olan
birinci ve ikinci cilde nazaran, üçüncü cilt son derece yoğun bir olay
kurgusuna sahiptir. Hareketli bir atmosfere sahip olan üçüncü cilt,
Raskolnikov’un cinayet işlemesi üzerine bundan sonra ne yapacağına dair
soruların cevaplandığı ve düğümün çözüldüğü bölümdür.
Suç ve Ceza Romanında Zaman
#Suç ve Ceza,
Dostoyevski tarafından 1866 yılında, Çarlık Rusyası döneminde yazılmıştır.
Romanın anlatım zamanı 1866 yılıdır. Romanın olay zamanı ise 1860’lı yıllara
dayanmaktadır. Çarlık Rusyasında süregelen toprak köleliği, insanların
taşınabilir birer mülk sayılarak yaşamalarına sebep olmuştur. Ekip
biçtiklerinin tamamına yakını elinden alınan köleler, açlık ve sefaletle
savaşmışlardır. Rusya Çarı II. Aleksandr, çıkardığı bir yasa ile toprak
reformunu gerçekleştirmiştir.
#Suç ve Ceza romanında
zaman bildiren net bir ifade bulunmamaktadır. 1860’lı yıllarda polis istibdadı
ve sansür ile birlikte toplumsal konular ve reform üzerine konuşmak
yasaklanmıştır. Bu sebeple Dostoyevski romanlarında zaman bildiren net bir
tarih bulunmamaktadır. Ancak kahramanların konuşmaları yoluyla zaman bildiren
bazı kelimelere rastlanmaktadır:
#Romanın başlangıcındaki ilk cümlede yer
alan ‘temmuz başlarında, çok sıcak bir akşamüstü’ ifadesinde öykü zamanının
başlangıcına dair bilgi edinebilmekteyiz.
#Suç ve Ceza romanının üçüncü cildinin son
sayfalarında geçen şu ifadede romanın ne kadarlık bir zaman diliminde geçtiği
üzerine tahminde bulunmamızı sağlamaktadır:
“Paskalya’nın
üzerinden iki hafta geçmişti. Havalar ısınmış, güneşli ilkbahar günleri gelip çatmıştı.”
#Paskalya, 21 Mart
tarihinde baharın gelmesiyle birlikte görülen ilk dolunaydan sonraki on
dördüncü gün olarak bilinmektedir. Temmuz ayında başlayan öykü zamanı, nisan-
mayıs aylarında bitmektedir. Bu bilgiye dayanarak romanın, on ayı geçen bir süreyi
kapsadığını söyleyebiliriz.
En İyi Kürt Sanatçılar Hangileri? Kürtleri Müzik Alanında Başarılı Yapan Sanatçılar Hangileri? Tıklayın Öğrenin!
En İyi Kürt Sanatçılar Hangileri? Kürtleri Müzik Alanında Başarılı Yapan Sanatçılar Hangileri? Tıklayın Öğrenin!
#Suç ve Ceza romanının
en başında tefeci kadına rehin olarak verilen kol saati de, romanda zaman
kavramının dışarı itildiğini göstermektedir. Zamandan ziyade yaşanan durumların
daha önemli olduğu bu toplumsal ve psikolojik romanda, zaman kavramı dışarıda
bırakılmıştır.
#Suç ve Ceza romanında
zamansal niteliğinden ötürü incelenmesi gereken bir olgu da ‘rüya’ dır. Raskolnikov, bir
rüyasında yedi yaşında olduğu sıralarda babasıyla beraber şehir dışında
dolaşmaya çıktıklarını görür. Raskolnikov’un rüyasında yedi yaşında olduğu
zamanları görmesi roman zamanı içinde başka bir zaman olduğunu daha
göstermektedir. Rüya zamanı, Raskolnikov’un yedi yaşında yani şimdiden on üç
yıl önce olduğu zamandır. Ancak rüyada görülen sahne bilinç dışı süreçlerin
etkisiyle şekillenen, tam olarak gerçekliği olmayan bir sahnedir. Bu nedenle
rüya içi zaman kurmaca bir zamandır.
Suç ve Ceza Romanında Mekan
#Suç ve Ceza romanında
realizm akımının mekan etkilerini görmek
mümkün. Romanda kullanılan dış ve iç mekanlar kurmaca değil, Petersburg’da yer
alan gerçek mekanlardır. Örneğin; Neva Nehri, Saman Pazarı, Leningrat, Riyazan ili, Zaraysk
ilçesi ve romanın son sahnesinin geçtiği Sibirya hapishanesi gibi yerler
gerçekte var olan yerlerdir.
#Romanda gerçek yer
adlarının kullanılması, okuyucuda daha gerçekçi bir izlenim yaratılmasına
yardımcı olacaktır. Mekan öğesinin roman üzerine yaptığı katkılardan biri de
olayların akışının mekansal öğelerle güçlendirilmesi ve okuyucuda bu yönde
fikir yürütme olanağı sağlamasıdır. Raskolnikov’un Sibiryada cezasını çekmekte
olduğu sırada çevre üzerinde yaptığı gözlem şu şekildedir:
...geniş ve ıssız
ırmağı seyre daldı. Bu yüksek kıyıdan, gözün alabildiğine geniş bir çevre
görünüyordu. Irmağın öteki kıyısından, belli belirsiz bir şarkı sesi gelmekte
idi. Orada, güneşle yıkanan uçsuz bucaksız bozkırda, güçlükle seçilebilen
küçük, siyah noktalar halinde, göçebe çadırları görünüyordu. Orada hürrüyet vardı.
#Suç ve Ceza romanının geneline hakim
olan boğucu hava ve pis sokaklar, öykü zamanının yaz ayları olması dolayısıyla
insan psikolojisini bozucu bir nitelik kazanmaktadır. Üstelik mekan sadece
insan psikolojisini bozmakla kalmayıp, insanların eyleme geçmelerine ve hatta
onların birer suçlu olmalarına da sebep olmaktadır.
#Suç ve Ceza
romanındaki mekan tasvirleri, roman kahramanının psikoljisi hakkında
psikanalitik inceleme yapma imkanını da sunmaktadır. Raskolnikov’un odasının
tasvirinin yapıldığı alıntı bize onun bilinçaltıyla ilgili bazı mesajlar
vermektedir:
Sararmış, tozlu ve boydan boya kabarmış duvar
kağıtlarıyla pek zavallı görünen bu oda, altı adım uzunluğunda bir kafesi
andırıyordu. Tavanı öylesine alçaktı ki, biraz uzunca boylu bir adam, burada
durmaktan korkar, insan, her dakika, neredeyse başını tavana çarpacağını
sanırdı.
#Görüldüğü gibi
Raskolnikov’un odası, çok alçak ve dar bir odadır. Peki neden Dostoyevski, Raskolnikov için
böyle bir oda tasarlamıştır? Raskolnikov’un yalnız kalma ve içe kapanma gibi
duygulara sahip olduğu nevrotik bir karakter olduğunu belirtmiştik. Nevrotik
karakterler, can sıkıcı dış gerçekliklerle baş edemez ve bunlardan kaçma
eğilimi gösterirler. Can sıkıcı durumlara gebe olan günlük yaşam, nevrotik
insanın uyum sağlayabileceği nitelikte değildir. Bu can sıkıcılık, benlik
tarafından yadsınır ve mümkün olduğunca dış dünyaya kapanma gözlenir.
Raskolnikov, dış dünya ile ilişkilerini çok aza indirmiştir.
Suç ve Ceza Romanında Dil
#Suç ve Ceza romanında
roman kişileri argodan uzak durmakta ve oldukça saygılı bir dil kullanmaktadır.
Sorgu yargıcı Porfiri ise roman kişileri arasında en rahat konuşanlardan
biridir:
“Bahse girerim ki,
hala size yaltaklandığımı sanıyorsunuz! Kim bilir belki gerçekten yaltaklanıyorum. heh,
heh, heh.”
#Porfiri’nin bir diğer özelliği de
konuşurken atasözleri ve deyimler kullanması ve duruma uygun mecazi bir
yakıştırmada bulunmasıdır:
“Yüz tavşandan hiçbir zaman bir at meydana gelmeyeceği
gibi, yüz şüpheden de hiçbir zaman bir delil meydana gelmez.”
“... sis, duman ve bu sis arasında
inleyen bir tel.”
“Bir güneş olun ,sizi herkes görür.”
“iki kişiye bir börek, sana ne gerek?”
#Raskolnikov,
başlangıçta pek az konuşan bir karakterdir. Romanın ilerleyen bölümlerindeki
konuşmalarında ise cinayet, öldürme, suç, vicdan, bit, böcek gibi cinayete dair
kelimeleri sıklıkla kullanmıştır.
Suç ve Ceza Romanında Üslup
#Suç ve Ceza romanına
dair üslup konusunda söylenebilecek şeylerden birincisi; romanın diyaloglar
biçiminde kurulmasıdır. Diyalog tekniği, realist sanat anlayışının hakim olduğu
dönemde yazılan bir roman için oldukça faydalı bir tekniktir. Romanda
kahramanlarının sesini duyurmak, okuyucunun gerçeklik algısının artmasına
yardımcı olmaktadır.
#Suç ve Ceza romanında
kullanılan bir başka teknik ise bilinç akışı tekniğidir. Bilinç akışı tekniği,
bilinç ile bilinçaltının birleştiği noktadaki düşüncelerin, serbest çağrışım
yaptıran bir uyarıcı ile karşılaşması sonucu, karakterin zihninden geçenlerin
aktarılmasıdır. Bilinç akışı tekniği, psikanalitik kuramın romana katkılarından
biridir. Topografik kuramı oluşturan bilinç, bilinçaltı, bilinçdışı gibi
kavramlar da bu yolla romanda yer bulmuştur:
#Suç ve Ceza romanının
üslubuna dair yapılan bir başka teşhis, anlatıcının psikolojik tahlillerde
bulunmasıdır. Bu psikolojik tahliller, okuyucunun romanın içinden çıkmasına ve
dikkatin yazara odaklanmasına sebep olmaktadır. Bu yazarın varlığını okuyucuya
hissettirmek isteyişinin bir ürünü olmaktadır.
'Suç ve Ceza Olay Örgüsü, Suç ve Ceza Anlatıcının Bakış
Açısı, Suç ve Ceza Yer Zaman Mekan, Suç ve Ceza Anlatıcı Bakış Açısı, Suç ve
Cezanın Olay Örgüsü, Suç ve Ceza roman Tahlili''