Metinlerarasılık Nedir?
İnsanlık tarihin sonuna gelindiği düşüncesi,
postmodern düşünürlerin ortaya attıkları önemli iddialardandır. Bundan sonra
toplumları derinden etkileyecek sosyal ve siyasal olayların artık gerçekleşme
ihtimali yoktur. Postmodern düşüncede ‘yeni’ ancak geçmişin taklidiyle mümkün
olacaktır:
Romanın da sona doğru yaklaştığını düşünen
postmodern yazarlar, roman kurgusunu eskilerin yeniden üretilmesi üzerine
şekillendirmişlerdir. Bu üretim de metinlerarasılık yoluyla gerçekleştirilir.
Metinlerarasılık, daha önce yazılmış romanlara göndermelerde bulunularak,
okuyucu için yeni bir dünya yaratmaktır.
Roman
Türlerinde Metinlerarasılık Görünümü
Postmodern söylemle daha da
belirginleşen metinlerarasılık, aslında yansıtmacı (klasik), modern ve
postmodern eserlerin ortak özelliğidir. Ancak hepsinde farklı şekillerde
karşımıza çıkar. Yansıtmacı romanda yazar merkezli bir metinlerarasılık
bulunmasına karşılık diğerlerinde metin merkezli şeklini görürüz.
Klasik Romanlarda Metinlerarasılık
Klasik romanlarda yazarın
temel amacı, esere kültürel bir misyon yüklemektir. Yani bu anlayışta roman,
kurmaca bir dünyanın anlatısı olmaktan çıkarak bir bilgilendirme aracı konumuna
bürünür. Yansıtmacı yazar, işleyeceği konuyu sahip olduğu kültürel donanıma
göre işler. Böylece anlatıcının bilgisine göre sanat, felsefe, tarih,
sosyoloji, psikoloji gibi pek çok bilgi romana girer. Yazar bunu yapabilmek
için de “anıştırma” terimi ile karşılanan, iktibastan yararlanır. Bu uygulama
genel olarak Divan şiirindeki “telmih” ile benzeşmektedir. Ancak telmih
sanatının klişe yapısına karşılık, burada yazarın kişisel tasarrufu dikkati
çekmektedir. Bunlar yalnızca sanatçının referans aldığı anıştırmalardır. Ki
sanatçı sahip olduğu kültürel donanım oranında okurunu bilgilendirmekte,
böylece yansıtmacı romanlarda metinlerarasılık yazar merkezli bir hal
almaktadır.
Modernist Romanlarda Metinlerarasılık
Modernist romanlarda ise bu yöntem farklı edebi ve kurmaca metinlere yönelmeyi esas alır. Gerçek hayatı birebir yansıtma gibi bir derdi olmayan bu eserler için alıntılanan metnin bilgilendirme özelliğinin bulunması çok da önemli değildir. Modernist romanlar, yansıtmacı romanın, hayatın bilinen yönlerini hayatın gösterdikleriyle anlatma tutumu yerine hayatın bilinen yönlerini hayatın göstermedikleriyle işlemenin peşindedir. Bu dolaylılık, bu mesafeli oluş, modernist yazarın metinlerarasılığı çoğunlukla motif, imge, yapı gibi estetik düzlemde uygulamasını sağlar. Artık farklı metinler kapsadıkları bilgi ya da içerik ögelerinden çok metin olma özelliği kazandıkları yönler bağlamında değerlendirilmektedir.Postmodern Romanlarda Metinlerarasılık
Postmodern anlatılarda ise
metinlerarasılığın görünümü biraz daha farklıdır. Artık burada metin, sadece
bir oyunun parçasıdır. Yansıtmacı ve modern romanlarda anlamı derinden
etkileyen metinlerarasılık, postmodern eserlerde iç ya da dış gerçekliği
yansıtmak durumunda değildir. Onun yerine sanal gerçekliği bir simulasyon, bir
diyologsallık olarak imler ve çoğulculuğu sağlayan bir öge konumuna bürünür.
Postmodern söylemde uygulanan
metinlerarası yöntemde temel mantık, hiçbir metnin kendinden önce yazılmış
metinden tümüyle bağımsız olamayacağı düşüncesidir. . Zira yeni bir metin daha
önce yazılanlardan aldığı kesitleri farklı bir biçimde sunmaktan başka bir şey
değildir. Bu bağlamda metinlerarası da önce eserlere ya da önceki yazarlara bir
tür öykünmedir.
Metinlerarasılığın Postmodernist Metinlerde Kullanım Yöntemleri
Metinlerarasılık, postmodernist metinlerde
farklı yöntemlerle uygulanmaktadır. Bunlar aşağıda genel olarak incelenecektir:
Pastiş(Öykünme)
Klasisizmden modernizme her eserin kendi bünyesinden çıkan bir anlatım biçimi ve üslup özelliği vardır. Postmodernin anlatım biçimleri de oldukça kendine özgü ve çok seslidir. Metinlerarasılık bağlamındaki yöntemlerden biri de pastiştir.
Pastiş ile iki metin
arasında bir taklit ilişkisi kurulur. Pastiş,
bir yazarın dil ve anlatım özellikleri, sözleri taklit edilerek gerçekleşir.
Bir yazar bir başka yazarın biçemini kendi biçemiymiş gibi benimseyerek, okurun
üzerinde oluşturmak istediği etkiye göre kendi metnine sokarak ya da özgün
metnin içeriğini kendi metnine uyarlayarak yeni bir metin ortaya çıkarır.
Parodi (Yanılsama)
Parodi bir edebî eserin biçimini konusundan koparıp,
o konunun yerine aykırı bir konu yerleştirerek gülünç bir uyumsuzluğu (idealle
gerçeklik arasında) ortaya çıkarmak ve böylece alaya alan bir taklit etkisi
uyandırmaktır.
Pastişte
üslup taklit edilirken parodide metnin konusu taklit edilir. Ancak temelde her
iki anlatım tekniğinde de amaç metnin ciddilikten uzaklaştırılmasıdır.
İroni (Gülünç Dönüştürüm)
Yunanca ters yerleştirme anlamına gelen ironi, “Sözlerle ve davranışlarla tersini ortaya koyma sanatı.”dır.
İroni
tekniğinin temelinde çok uzak geçmişte yazılmış bir metnin yeni bir dille,
ironik bir şekilde ele alınması, böylelikle metnin daha anlaşılır kılınması ve
okurun eğlendirilmesi amacı vardır.
Kolaj
Kolaj aslen resim sanatında ortaya çıkıp
oradan edebiyat sanatına geçmiş bir tekniktir. Resim sanatındaki anlamı hazır ünitelerin
bir araya getirilmesiyle yeni bir kompozisyon oluşturmaktır.
Kolajın roman alanında uygulanması resim
sanatından farklılıklar göstermektedir. Roman türünde bu metinlerarasılık tekniği, romanın
dokusundan daha farklı nitelikteki metinlerin bir araya getirilmesiyle oluşur.
Bunlar, “sözlük maddeleri, ansiklopedi maddeleri, makale, çalışma notları/müsvedde,
dipnot, kurmaca ve kurmaca olmayan edebi türler (tiyatro, şiir, destan ve mektup,
günce)” gibi şeyler veya gazete yazıları, yemek tarifleri, takvim yaprağı gibi şeyler
de olabilir. Bir takım metinlerde ise salt değişik metin parçalarının değil
resimler ve çizimlerin de metne eklenerek kolaj yapıldığı görülür.