Yalnızız Romanı – Özet, Tahlil, İnceleme - Edebiyat Araştırmaları
Son Başlıklar
Loading...

31 Ağustos 2020 Pazartesi

Yalnızız Romanı – Özet, Tahlil, İnceleme


Yalnızız Romanı – Özet, Tahlil, İnceleme
Yalnızız romanı 1950 senesinde Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilmiştir. Eserin ilk basımı 1951 yılında gerçekleşmiştir. Romanın genel yapısı yalan-gerçek, mana-madde, iyi-kötü, duygu-akıl gibi zıt kutuplar üzerine kurulmuştur. Bu durum romana felsefi bir özellik kazandırmıştır.

Tema

# Yalnızız, fikri ve felsefi yönü ağır basan bir romandır. Peyami Safa, romanını çift kutupluluk düşüncesi üzerine kurgulamış, romandaki figürleri de o düşüncenin bir taşıyıcısı olarak donatmıştır. Yalnızız romanında manevi değerlerin zayıflaması sonucunda, insanın sürükleneceği açmazın, materyalist yaklaşımlarla çözümlenemeyeceği anlatılmaktadır.


Olay Örgüsü - Özeti

# Yanya’nın eski valilerinden birinin çocukları olan Samim, Besim ve Mefharet, babalarının servetiyle varlıklı bir hayat sürmektedirler. Mefharet, kocasını genç yaşta kaybetmiştir, yetişkin bir kızı, eğitimine devam eden bir oğlu, bekâr olan ağabeyi ve erkek kardeşiyle birlikte oturmaktadır.
# Yalnızız, Mefharet’in, Selmin’in hamile olup olmaması konusunda şüpheleri ile başlar. Mefharet şüpheci kişiliğinden dolayı kızını hamile bırakanın ağabeyi Samim olduğunu düşünür ve bu şüphesini Besim ile paylaşır. Ancak Besim her zamanki rahat davranışını takınarak Mefharet’e sakin olması konusunda telkinlerde bulunur. Ancak Mefharet şüphelerini gidermek için Samim’in odasına giderek ve onun Simeranya ile ilgili notlarını okur. Okuduğu yazılar şüphelerini daha da arttırır. Samim bir kadından bahsetmektedir. Mefharet gibi Besim de bu durumdan şüphelenmeye başlamıştır. Bu şüpheler uzun bir süre devam etmiş sonrasında Simeranya’da bahsedilen kadının Meral olduğunu anlamışlardır.
# Selmin, ailesine ilk önce hamile olduğunu ama bir süre sonra da hamile olmadığını söylemişti. Selmin’in bu şekilde davranmasının nedeni annesinin yani Mefharet’in baskıcı tutumundan bunalması, annesine özgür bir kız olduğunu hissettirmek istemesi ve annesinin nişanlısı Ferhad’a olan tutumunu yanlış bulmasından dolayıdır. Bu şekilde bir oyun oynayarak kendi iradesinin varlığını annesine kabul ettirmek onun bu hareketinin en önemli sebebidir.
# Ferhad, Selmin’in nişanlısıdır. Bir gün Ferhad, Selmin ve Mefharet otururken, Ferhad’ın Arnavutlar hakkında olumsuz sözler söylemesi, Arnavut kökenli olduğunu ve bir Paşa torunu olduğunu düşünen Mefharet’i kızdırmış ve Ferhad’ı evden kovmuştur. Selmin bunun üzerine annesine karşı bir cephe almıştır. Ona oynadığı hamilelik oyununda bunun da bir payı vardır.
# Selmin’in okuldan arkadaşı olan Meral, Samim’in sevgilisi aynı zamanda Samim’in eski sevgilisi olan Necile’nin de kızıdır. Necile evli iken eşini aldatarak Samim ile birlikte olmuştur.
# Samim, Meral’in hareketlerinden ve konuşmalarından yalan söyleyip söylemediğini ve ne istediğini anlayan birisidir. Durumun böyle olması Samim’in sürekli bir muhakeme içinde olmasına sebep olur. Olayları ve sonuçlarını kendi zihninde değerlendirir.
# Yalnızız romanının ilerleyen safhalarında Samim’in Meral’de iki farklı kişilik tespit etmesi ve bu iki farklı kişiliğin birbiri ile sürekli mücadele içinde oluşu kitapta dikkati çeken unsurlardan birisidir. Samim, Meral’in ilk kişiliğinin öz’e ait olduğunu, doğuda olduğunu, mistik bir ruhunun, maddeden arınmış, mânâya önem veren bir kişilik olduğunu söyler. Diğer kişiliğinin ise, Paris’e ve batıya ait her şeye hayran olduğunu düşünür. Bu hayranlık sadece mekânsal bir hayranlık değildir. Meral’in ikinci kişiliği, Batı’nın ülkeye getirdiği bütün yeniliklere özellikle de sefahatine hayrandır.
# Meral’in istek ve arzularını sürekli kamçılayan ve tetikleyen bir unsur olan Feriha, onun mektepten arkadaşıdır. Feriha genç yaşta Nusret ile evlenmeden metres hayatı yaşayarak Paris’e yerleşen bir kişidir. Yani para ve gösteriş için gençliğini yaşlı bir adama satmıştır. Nusret zengin ve paralıdır. Feriha da gösteriş merakını Nusret sayesinde Paris’te gidermiş ve İstanbul’a döndüğünde Paris’in ihtişamını Meral’e anlatarak onu da bu yaşantıya özendirmiştir. Feriha cemiyet tarafından sevilmemektedir. Çünkü Feriha babası yaşında bir adamın sırf parası için metresi olmuş ve Paris’e gitmiştir. Ahlâki değerler ise buna karşı çıkmaktadır.
# Feriha, Şakir adında birisinin de Meral’e talip olduğunu her geldiğinde Meral’e söylemektedir. İlk başlarda Şakir’le evlenmek istemeyen Meral, artık evlenmek istemektedir. Şakir de Nusret gibi yaşlı birisidir. Meral bu evlilik konusunda sürekli bir tereddüt yaşar. Meral bir yandan Samim, bir yandan Paris ikilemi içerisinde kalır.
# Meral, Samim’in, babası Nail Bey’in, ağabeyi Ferhad’ın baskıcı tutumlarından gün geçtikçe bunalmaktadır. Samim onun için cemiyeti temsil eden birisidir. Fiilen baskıcı bir tutum izlemese de, Samim’in Meral’deki varlığı, hayali ve yansıması cemiyetin yansıması ile eş değerdir. Bu sebeple Meral, kendini sorgularken Samim’i üste koyar ve Samim’in değerlerini bir cemiyet değeri olarak görür.
# Yalnızız romanının son kısımları Meral’in bu tereddüdü ile geçer. Meral Paris ile Samim arasında gidip gelmektedir. Bu durumdan bunalan Meral için artık tek çözüm Paris’e kaçmaktır. Bir gece tüm hazırlıklarını yapar ancak ağabeyi Ferhad onun kaçmasını engellemek için kapıyı kilitlemiştir. Bunun üzerine odasına giden Meral, bir depresyon geçirir. Bu depresyon sırasında tek kurtuluşun intihar etmek olduğunu anlayan Meral bir kâğıda aynen şu cümleleri yazar:
İntihar ediyorum. Kendi kendimden nefretimin çevrelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım (s.351).
# Bu kâğıdı yazdıktan sonra Meral, çakmağına benzin doldurmak için benzin şişesini açar ve bu sırada bir kaza çıkar ve Meral o anda çığlık çığlığa yanarak ölür. Meral’in yandığı sırada Samim ve annesi Necile farklı bir mekânda yanık kokusu duymaktadır. Ayrıca Meral’in dadısı Renginaz’da garip garip hayaller görür. Çığlık atar ve adeta Meral’in saat kaçta yandığını görür.
# Necile Meral’in yandığını öğrendikten sonra Samim’i yanına çağırır. Oraya bir süre sonra gelen Samim, Necile’nin de bir koltukta öldüğünü görür. Bunun üzerine geçmişe dair hayaller görür. Ama bu hayallerde Meral değil hep Necile vardır. Çünkü Samim Necile’yi çok sevmiştir.
# Yalnızız, iki kişinin farklı yerlerde ve yalnız ölmeleri ile sona erer.

Zaman

# Yalnızız romanın olayların gerçekleştiği zaman İkinci Dünya Savaşı sonrasında rastlamaktadır. Elli yaşlarında bulunan Samim’in, “Nietzsche’nin öldüğü gün ben doğmuşum” cümlesinden hareketle ve Nietzsche’nin 1900 senesinde öldüğü göz önünde bulundurularak romandaki olayın 1950’li yıllarda geçtiği söylenebilir. Ancak eserin genel yapısına baktığımızda 1950 yılların karakteristik bir özelliği ile karşılaşmamaktayız.
# Romancı zaman zaman geriye dönüş tekniğini kullanarak roman karakterlerinin kimliğinin okuyucu tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Okuyucu özellikle Samim’in hatıralarının anlatıldığı bu tür bölümlerde Meral’in nasıl bir şahsiyete sahip olduğundan ve geçmiş dönemlerde Samim’le Necile Hanım arasındaki ilişkiden haberdar olmaktadır.
# Yalnızız adlı romanda olayların anlatılma süresi anlatılmadan geçen günler de sayılacak olursa yirmi altı gün olarak gerçekleşir. Selmin’in hamile olduğu ve
# Simeranya’ya ait bazı bilgilerin verildiği birinci bölüm iki günlük bir zamanı kapsamaktadır. Yalnızız romanının ikinci bölümü ise on üç günlük bir zaman dilimini kapsamakla birlikte bazı günler anlatılmadan geçilmiştir. Ancak anlatılmadan geçen günlerde yaşanan olaylar daha sonra yapılan geriye dönüşlerle okuyucuya aktarılır. Romanın üçüncü bölümü ise anlatılmadan geçen on günün ardından sadece bir gecelik süreyi kapsar. Meral’in intiharının anlatıldığı bu bölüm romanın en yoğun faslını meydana getirir.

Mekân

# Yalnızız romanında gerçek ve gerçeküstü mekânlar bir arada bulunmaktadır. Olay, İstanbul Yeşilköy’de bir köşkte cereyan etmeye başlamıştır. Yalnızız romanının en büyük mekân unsuru bu köşktür. Bu köşk haricinde Samim ile Meral’in buluşma yerleri, Meral’in evi de belirli mekânlardandır. Ayrıca romanın sonunda Necile’nin evi yani Meral’in küçükken yaşadığı ev de mekân unsuruna dâhil edilebilecek bir yerdir.
# Peyami Safa birçok romanında olduğu gibi bu romanında da mekân ögesini karakterlerin psikolojilerini yansıtmak amacıyla kullanmıştır. Romanın birinci bölümü kapalı bir mekân olan Yeşilköy’deki köşkte geçerken ikinci bölümü ise genellikle açık mekânlar da geçmektedir. Yine romanın son bölümü kapalı bir mekân olan Meral’in can verdiği evde geçmektedir.
# Yalnızız romanında genel olarak üç ayrı mekân zikredilmiştir. İstanbul, semtleriyle birlikte olayların yaşandığı gerçek mekândır. Paris, Batı hayranı bazı kahramanlar tarafından özlenen genel mekân olarak okuyucunun karşısına çıkmaktadır. Simeranya ise Samim’in hayal dünyasında mükemmel düzeniyle bütün insanların kaçıp sığınacağı ütopik bir mekandır.
# Simeranya, Samim’in hayal dünyasında yarattığı bir mekândır. Hayatın gerçeklerinden kaçıp sığındığı bu mekâna insanlar sadece bedenleri ile değil hem beden hem de ruhları ile vardır. Tüm sorunlar ruh iyileştirmeleri ile çözülür. Yazarın böyle bir ütopik mekanı anlatmasındaki maksat hem toplumun işleyişindeki aksaklıkları dolaylı olarak gözler önüne sermek hem de bu aksaklıklara çözüm önerisi sunmaktı.

Bakış Açısı ve Anlatıcı

# Yalnızız romanında anlatım birinci ve üçüncü kişi ağzından yapılmıştır. Romanın genelinde üçüncü anlatıcı hâkim olmakla birlikte bazı yerlerde birinci anlatıcı ön plândadır. Örneğin, Samim ütopyasını anlatırken birinci anlatıcı kullanılmıştır. Bu değişim yazarın tarafsızlığından kaynaklanmaktadır. Bazı yerlerde Mefharet ağzından anlatıldığı için birinci kişi anlatıcı vardır.
# Yalnızız romanının geneline üçüncü şahıs anlatıcı hâkim olmasına rağmen yazar hiçbir zaman romana doğrudan müdahale etmemiştir. Yazarın üçüncü şahıs anlatıcıyı kullanırken karakterlere mesafeli yaklaşımı okuyucunun anlatıcının etkisinden sıyrılarak olayların bizzat tanığı olmasını sağlar. Romandan alınan aşağıdaki satırlarda bu durumu görmek mümkündür:
 Kapının önüne gelince, sinirli bir el hareketiyle kulpu cevirdi ve şaşırdı.
Kapı kilitliydi ve anahtar üzerinde değildi. Nerede anahtar? Kilitlemişler kapıyı ve anahtarı almışlar. Hemen portmantonun kenarına baktı. Bazan oraya asarlar. İyice baktı, yok. Ferhad’ın pardesüsünün bütün ceplerine baktı, bulamadı. Felaket. Eğer ağabeyisi anahtarı saklamışsa dışarı çıkmak mümkün değildi. Kıramaz ya kilidi.
Ferhat uyanır. İmkânı yok. Anahtarı bulması lazım (s.320).
# Yazar üçüncü şahıs anlatıcının eser üzerindeki tasarrufunu azaltmak için çağdaş anlatım tekniklerinden geniş bir şekilde yararlanmış, sözcü konumundaki birinci şahıs anlatıcıya da şahsiyet kazandırarak, onunla kendisi arasındaki bağı en aza indirmiştir. Anlatım tekniğinde kaydedilen bu başarı romana gerçekçi bir nitelik kazandırmıştır.

Şahıs Kadrosu

Başkişi

# Yalnızız romanının başkişisi Samim’dir. Eserin genelinde ele alınan doğu-batı çatışmasında yazar doğunun değerlerini Samim’in ağzından savunur.
# Samim ellili yaşlarda kendine özgü felsefesi olan entelektüel bir kişidir. Yaşı gereği değişik tecrübelere sahip olan Samim olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkisini fark eden ve ayrıntıları görebilen bir zekâ yapısına sahiptir. Dünyadaki kötü düzene alternatif olarak zihninde hayalî bir dünya oluşturmuştur. Simeranya adını verdiği bu hayali dünyada hiçbir kötülüğe yer yoktur. Simeranya’da insanlar hep mutludur.
# Yalnızız romanında Samim’in fiziki görüntüsüyle ilgili ayrıntılı bilgi olmamakla beraber geniş alınlı, zayıf ve gözlerinin ela renkli olduğu anlaşılmaktadır.

Norm Karakterler

# Samim’in sevgilisi olan Meral tereddütlü davranışlarıyla ön plana çıkmaktadır. İçinde bulunduğu baskıcı ortam sebebiyle Paris’i bir kurtuluş olarak görmektedir. Meral’de bulunan ve kendisinin de farkında olduğu iki ayrı kişiliği Samim de anlamıştır. Meral çoğu zaman kendisinin hangi kişiliğe ait olduğunu sorgular ancak karar veremez. Bazen içe ait olan manevi kişiliğinin gerçek kişiliği olduğunu bazen de Paris’e hayran olan gösterişli bir hayatı, maddi, maddeci dünyayı isteyen kişiliğinin gerçek kişiliği olduğunu düşünür.
# Ferhat, Selmin’in nişanlısı aynı zamanda Meral’in ağabeyidir. Ferhat eğlenceye düşkün biri olmasına rağmen manevi değerlere özlem duymaktadır. Ferhat, toplumun etik ve ahlaki değerlerini yok sayacak kadar vahim bir duruma düşmemiştir.
# Semlin romanda özgürlüğünü arayan bir genç kız olarak karşımıza çıkar. Annesinin baskıcı tutumu karşısında özgürlüğünü ispatlamak için hamilelik yalanını söylemiştir.

Kart Karakterler

# Olaylar karşısında sergilediği alaycı tavırlarla Besim kart karakterdir. Romanda Besim’in midesine çok düşkün olduğu ve yemeklerin onun için adeta bir sevgili gibi olduğu özellikle vurgulanmaktadır. Bu durum onun maddi değerlere düşkün birisi olduğunun simgesidir. Eserde maneviyatı temsil eden Samim karşısında Besim maddiyatçı kimliği ile yer alır. Aynı zamanda açık sözlü biri olan Besim, kendinde gördüğü olumsuz özellikleri samimi bir şekilde ifade eder.
# Mefharet eserde şüpheciliği ve meraklılığı ile ön plana çıkar. Selmin’in hamileliğinden Samim’i sorumlu tutması üzerine odasını karıştırması ve kapalı bir çekmecede bulunan Simeranya’yı okuması şüpheciliğinin yanı sıra meraklı oluşunun da göstergesidir.
# Meral’in mektepten arkadaşı olan Feriha ailesine karşı gelerek yaşlı bir adamla Paris’e kaçmış ve orada onunla metres hayatı yaşamaya başlamıştır. Meral’i Paris’e gitmek ve Şakir Bey’le evlenmesi için ikna etmeye çalışmıştır. Eserde ahlaki değerlerden yoksun ve zevkleri peşinde koşan birini karakterize etmektedir.

Fon Karakterler

# Yalnızız romanında yer alan fon karakterler şunlardır: Hasibe, Nail Bey, Necile Hanım, Renginaz, Aydın ve aç adam.

Share with your friends

Add your opinion
Disqus comments
Notification
This is just an example, you can fill it later with your own note.
Done