Yalnızız
Romanı – Özet, Tahlil, İnceleme
Yalnızız
romanı 1950 senesinde
Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilmiştir. Eserin ilk basımı 1951 yılında
gerçekleşmiştir. Romanın genel yapısı yalan-gerçek, mana-madde, iyi-kötü,
duygu-akıl gibi zıt kutuplar üzerine kurulmuştur. Bu durum romana felsefi bir
özellik kazandırmıştır.
Tema
# Yalnızız, fikri
ve felsefi yönü ağır basan bir romandır. Peyami Safa, romanını çift kutupluluk
düşüncesi üzerine kurgulamış, romandaki figürleri de o düşüncenin bir
taşıyıcısı olarak donatmıştır. Yalnızız romanında manevi değerlerin zayıflaması
sonucunda, insanın sürükleneceği açmazın, materyalist yaklaşımlarla
çözümlenemeyeceği anlatılmaktadır.
Olay Örgüsü - Özeti
# Yanya’nın eski
valilerinden birinin çocukları olan Samim, Besim ve Mefharet, babalarının
servetiyle varlıklı bir hayat sürmektedirler. Mefharet, kocasını genç yaşta
kaybetmiştir, yetişkin bir kızı, eğitimine devam eden bir oğlu, bekâr olan
ağabeyi ve erkek kardeşiyle birlikte oturmaktadır.
# Yalnızız,
Mefharet’in, Selmin’in hamile olup olmaması konusunda şüpheleri ile başlar.
Mefharet şüpheci kişiliğinden dolayı kızını hamile bırakanın ağabeyi Samim
olduğunu düşünür ve bu şüphesini Besim ile paylaşır. Ancak Besim her zamanki
rahat davranışını takınarak Mefharet’e sakin olması konusunda telkinlerde
bulunur. Ancak Mefharet şüphelerini gidermek için Samim’in odasına giderek ve
onun Simeranya ile ilgili notlarını okur. Okuduğu yazılar şüphelerini daha da
arttırır. Samim bir kadından bahsetmektedir. Mefharet gibi Besim de bu durumdan
şüphelenmeye başlamıştır. Bu şüpheler uzun bir süre devam etmiş sonrasında
Simeranya’da bahsedilen kadının Meral olduğunu anlamışlardır.
# Selmin,
ailesine ilk önce hamile olduğunu ama bir süre sonra da hamile olmadığını
söylemişti. Selmin’in bu şekilde davranmasının nedeni annesinin yani Mefharet’in
baskıcı tutumundan bunalması, annesine özgür bir kız olduğunu hissettirmek
istemesi ve annesinin nişanlısı Ferhad’a olan tutumunu yanlış bulmasından
dolayıdır. Bu şekilde bir oyun oynayarak kendi iradesinin varlığını annesine
kabul ettirmek onun bu hareketinin en önemli sebebidir.
# Ferhad,
Selmin’in nişanlısıdır. Bir gün Ferhad, Selmin ve Mefharet otururken, Ferhad’ın
Arnavutlar hakkında olumsuz sözler söylemesi, Arnavut kökenli olduğunu ve bir
Paşa torunu olduğunu düşünen Mefharet’i kızdırmış ve Ferhad’ı evden kovmuştur.
Selmin bunun üzerine annesine karşı bir cephe almıştır. Ona oynadığı hamilelik
oyununda bunun da bir payı vardır.
# Selmin’in
okuldan arkadaşı olan Meral, Samim’in sevgilisi aynı zamanda Samim’in eski
sevgilisi olan Necile’nin de kızıdır. Necile evli iken eşini aldatarak Samim
ile birlikte olmuştur.
# Samim, Meral’in
hareketlerinden ve konuşmalarından yalan söyleyip söylemediğini ve ne
istediğini anlayan birisidir. Durumun böyle olması Samim’in sürekli bir
muhakeme içinde olmasına sebep olur. Olayları ve sonuçlarını kendi zihninde
değerlendirir.
# Yalnızız
romanının ilerleyen safhalarında Samim’in Meral’de iki farklı kişilik tespit
etmesi ve bu iki farklı kişiliğin birbiri ile sürekli mücadele içinde oluşu
kitapta dikkati çeken unsurlardan birisidir. Samim, Meral’in ilk kişiliğinin
öz’e ait olduğunu, doğuda olduğunu, mistik bir ruhunun, maddeden arınmış,
mânâya önem veren bir kişilik olduğunu söyler. Diğer kişiliğinin ise, Paris’e
ve batıya ait her şeye hayran olduğunu düşünür. Bu hayranlık sadece mekânsal
bir hayranlık değildir. Meral’in ikinci kişiliği, Batı’nın ülkeye getirdiği
bütün yeniliklere özellikle de sefahatine hayrandır.
# Meral’in istek
ve arzularını sürekli kamçılayan ve tetikleyen bir unsur olan Feriha, onun mektepten
arkadaşıdır. Feriha genç yaşta Nusret ile evlenmeden metres hayatı yaşayarak
Paris’e yerleşen bir kişidir. Yani para ve gösteriş için gençliğini yaşlı bir
adama satmıştır. Nusret zengin ve paralıdır. Feriha da gösteriş merakını Nusret
sayesinde Paris’te gidermiş ve İstanbul’a döndüğünde Paris’in ihtişamını
Meral’e anlatarak onu da bu yaşantıya özendirmiştir. Feriha cemiyet tarafından
sevilmemektedir. Çünkü Feriha babası yaşında bir adamın sırf parası için
metresi olmuş ve Paris’e gitmiştir. Ahlâki değerler ise buna karşı çıkmaktadır.
# Feriha, Şakir
adında birisinin de Meral’e talip olduğunu her geldiğinde Meral’e
söylemektedir. İlk başlarda Şakir’le evlenmek istemeyen Meral, artık evlenmek
istemektedir. Şakir de Nusret gibi yaşlı birisidir. Meral bu evlilik konusunda
sürekli bir tereddüt yaşar. Meral bir yandan Samim, bir yandan Paris ikilemi
içerisinde kalır.
# Meral,
Samim’in, babası Nail Bey’in, ağabeyi Ferhad’ın baskıcı tutumlarından gün
geçtikçe bunalmaktadır. Samim onun için cemiyeti temsil eden birisidir. Fiilen
baskıcı bir tutum izlemese de, Samim’in Meral’deki varlığı, hayali ve yansıması
cemiyetin yansıması ile eş değerdir. Bu sebeple Meral, kendini sorgularken
Samim’i üste koyar ve Samim’in değerlerini bir cemiyet değeri olarak görür.
# Yalnızız
romanının son kısımları Meral’in bu tereddüdü ile geçer. Meral Paris ile Samim
arasında gidip gelmektedir. Bu durumdan bunalan Meral için artık tek çözüm
Paris’e kaçmaktır. Bir gece tüm hazırlıklarını yapar ancak ağabeyi Ferhad onun
kaçmasını engellemek için kapıyı kilitlemiştir. Bunun üzerine odasına giden
Meral, bir depresyon geçirir. Bu depresyon sırasında tek kurtuluşun intihar
etmek olduğunu anlayan Meral bir kâğıda aynen şu cümleleri yazar:
İntihar
ediyorum. Kendi kendimden nefretimin çevrelediği ve çirkinleştirdiği bir
dünyada yalnızım (s.351).
# Bu kâğıdı
yazdıktan sonra Meral, çakmağına benzin doldurmak için benzin şişesini açar ve
bu sırada bir kaza çıkar ve Meral o anda çığlık çığlığa yanarak ölür. Meral’in
yandığı sırada Samim ve annesi Necile farklı bir mekânda yanık kokusu
duymaktadır. Ayrıca Meral’in dadısı Renginaz’da garip garip hayaller görür.
Çığlık atar ve adeta Meral’in saat kaçta yandığını görür.
# Necile Meral’in
yandığını öğrendikten sonra Samim’i yanına çağırır. Oraya bir süre sonra gelen
Samim, Necile’nin de bir koltukta öldüğünü görür. Bunun üzerine geçmişe dair
hayaller görür. Ama bu hayallerde Meral değil hep Necile vardır. Çünkü Samim
Necile’yi çok sevmiştir.
# Yalnızız, iki
kişinin farklı yerlerde ve yalnız ölmeleri ile sona erer.
Zaman
# Yalnızız
romanın olayların gerçekleştiği zaman İkinci Dünya Savaşı sonrasında
rastlamaktadır. Elli yaşlarında bulunan Samim’in, “Nietzsche’nin öldüğü gün ben
doğmuşum” cümlesinden hareketle ve Nietzsche’nin 1900 senesinde öldüğü göz
önünde bulundurularak romandaki olayın 1950’li yıllarda geçtiği söylenebilir.
Ancak eserin genel yapısına baktığımızda 1950 yılların karakteristik bir
özelliği ile karşılaşmamaktayız.
# Romancı zaman
zaman geriye dönüş tekniğini kullanarak roman karakterlerinin kimliğinin
okuyucu tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Okuyucu özellikle
Samim’in hatıralarının anlatıldığı bu tür bölümlerde Meral’in nasıl bir
şahsiyete sahip olduğundan ve geçmiş dönemlerde Samim’le Necile Hanım
arasındaki ilişkiden haberdar olmaktadır.
# Yalnızız adlı
romanda olayların anlatılma süresi anlatılmadan geçen günler de sayılacak
olursa yirmi altı gün olarak gerçekleşir. Selmin’in hamile olduğu ve
# Simeranya’ya
ait bazı bilgilerin verildiği birinci bölüm iki günlük bir zamanı
kapsamaktadır. Yalnızız romanının ikinci bölümü ise on üç günlük bir zaman
dilimini kapsamakla birlikte bazı günler anlatılmadan geçilmiştir. Ancak
anlatılmadan geçen günlerde yaşanan olaylar daha sonra yapılan geriye
dönüşlerle okuyucuya aktarılır. Romanın üçüncü bölümü ise anlatılmadan geçen on
günün ardından sadece bir gecelik süreyi kapsar. Meral’in intiharının
anlatıldığı bu bölüm romanın en yoğun faslını meydana getirir.
Mekân
# Yalnızız
romanında gerçek ve gerçeküstü mekânlar bir arada bulunmaktadır. Olay, İstanbul
Yeşilköy’de bir köşkte cereyan etmeye başlamıştır. Yalnızız romanının en büyük
mekân unsuru bu köşktür. Bu köşk haricinde Samim ile Meral’in buluşma yerleri,
Meral’in evi de belirli mekânlardandır. Ayrıca romanın sonunda Necile’nin evi
yani Meral’in küçükken yaşadığı ev de mekân unsuruna dâhil edilebilecek bir
yerdir.
# Peyami Safa
birçok romanında olduğu gibi bu romanında da mekân ögesini karakterlerin
psikolojilerini yansıtmak amacıyla kullanmıştır. Romanın birinci bölümü kapalı
bir mekân olan Yeşilköy’deki köşkte geçerken ikinci bölümü ise genellikle açık
mekânlar da geçmektedir. Yine romanın son bölümü kapalı bir mekân olan Meral’in
can verdiği evde geçmektedir.
# Yalnızız
romanında genel olarak üç ayrı mekân zikredilmiştir. İstanbul, semtleriyle
birlikte olayların yaşandığı gerçek mekândır. Paris, Batı hayranı bazı
kahramanlar tarafından özlenen genel mekân olarak okuyucunun karşısına çıkmaktadır.
Simeranya ise Samim’in hayal dünyasında mükemmel düzeniyle bütün insanların
kaçıp sığınacağı ütopik bir mekandır.
# Simeranya,
Samim’in hayal dünyasında yarattığı bir mekândır. Hayatın gerçeklerinden kaçıp
sığındığı bu mekâna insanlar sadece bedenleri ile değil hem beden hem de
ruhları ile vardır. Tüm sorunlar ruh iyileştirmeleri ile çözülür. Yazarın böyle
bir ütopik mekanı anlatmasındaki maksat hem toplumun işleyişindeki aksaklıkları
dolaylı olarak gözler önüne sermek hem de bu aksaklıklara çözüm önerisi
sunmaktı.
Bakış Açısı ve Anlatıcı
# Yalnızız
romanında anlatım birinci ve üçüncü kişi ağzından yapılmıştır. Romanın
genelinde üçüncü anlatıcı hâkim olmakla birlikte bazı yerlerde birinci anlatıcı
ön plândadır. Örneğin, Samim ütopyasını anlatırken birinci anlatıcı
kullanılmıştır. Bu değişim yazarın tarafsızlığından kaynaklanmaktadır. Bazı
yerlerde Mefharet ağzından anlatıldığı için birinci kişi anlatıcı vardır.
# Yalnızız
romanının geneline üçüncü şahıs anlatıcı hâkim olmasına rağmen yazar hiçbir zaman
romana doğrudan müdahale etmemiştir. Yazarın üçüncü şahıs anlatıcıyı
kullanırken karakterlere mesafeli yaklaşımı okuyucunun anlatıcının etkisinden
sıyrılarak olayların bizzat tanığı olmasını sağlar. Romandan alınan aşağıdaki
satırlarda bu durumu görmek mümkündür:
Kapının önüne gelince, sinirli bir el
hareketiyle kulpu cevirdi ve şaşırdı.
Kapı
kilitliydi ve anahtar üzerinde değildi. Nerede anahtar? Kilitlemişler kapıyı ve
anahtarı almışlar. Hemen portmantonun kenarına baktı. Bazan oraya asarlar.
İyice baktı, yok. Ferhad’ın pardesüsünün bütün ceplerine baktı, bulamadı.
Felaket. Eğer ağabeyisi anahtarı saklamışsa dışarı çıkmak mümkün değildi.
Kıramaz ya kilidi.
Ferhat
uyanır. İmkânı yok. Anahtarı bulması lazım (s.320).
# Yazar üçüncü
şahıs anlatıcının eser üzerindeki tasarrufunu azaltmak için çağdaş anlatım
tekniklerinden geniş bir şekilde yararlanmış, sözcü konumundaki birinci şahıs
anlatıcıya da şahsiyet kazandırarak, onunla kendisi arasındaki bağı en aza
indirmiştir. Anlatım tekniğinde kaydedilen bu başarı romana gerçekçi bir
nitelik kazandırmıştır.
Şahıs Kadrosu
Başkişi
# Yalnızız
romanının başkişisi Samim’dir.
Eserin genelinde ele alınan doğu-batı çatışmasında yazar doğunun değerlerini
Samim’in ağzından savunur.
# Samim ellili
yaşlarda kendine özgü felsefesi olan entelektüel bir kişidir. Yaşı gereği
değişik tecrübelere sahip olan Samim olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkisini
fark eden ve ayrıntıları görebilen bir zekâ yapısına sahiptir. Dünyadaki kötü
düzene alternatif olarak zihninde hayalî bir dünya oluşturmuştur. Simeranya
adını verdiği bu hayali dünyada hiçbir kötülüğe yer yoktur. Simeranya’da
insanlar hep mutludur.
# Yalnızız
romanında Samim’in fiziki görüntüsüyle ilgili ayrıntılı bilgi olmamakla beraber
geniş alınlı, zayıf ve gözlerinin ela renkli olduğu anlaşılmaktadır.
Norm Karakterler
# Samim’in
sevgilisi olan Meral tereddütlü
davranışlarıyla ön plana çıkmaktadır. İçinde bulunduğu baskıcı ortam sebebiyle
Paris’i bir kurtuluş olarak görmektedir. Meral’de bulunan ve kendisinin de
farkında olduğu iki ayrı kişiliği Samim de anlamıştır. Meral çoğu zaman
kendisinin hangi kişiliğe ait olduğunu sorgular ancak karar veremez. Bazen içe
ait olan manevi kişiliğinin gerçek kişiliği olduğunu bazen de Paris’e hayran olan
gösterişli bir hayatı, maddi, maddeci dünyayı isteyen kişiliğinin gerçek
kişiliği olduğunu düşünür.
# Ferhat, Selmin’in nişanlısı aynı
zamanda Meral’in ağabeyidir. Ferhat eğlenceye düşkün biri olmasına rağmen
manevi değerlere özlem duymaktadır. Ferhat, toplumun etik ve ahlaki değerlerini
yok sayacak kadar vahim bir duruma düşmemiştir.
# Semlin romanda özgürlüğünü arayan bir
genç kız olarak karşımıza çıkar. Annesinin baskıcı tutumu karşısında
özgürlüğünü ispatlamak için hamilelik yalanını söylemiştir.
Kart Karakterler
# Olaylar
karşısında sergilediği alaycı tavırlarla Besim
kart karakterdir. Romanda Besim’in midesine çok düşkün olduğu ve yemeklerin
onun için adeta bir sevgili gibi olduğu özellikle vurgulanmaktadır. Bu durum
onun maddi değerlere düşkün birisi olduğunun simgesidir. Eserde maneviyatı
temsil eden Samim karşısında Besim maddiyatçı kimliği ile yer alır. Aynı
zamanda açık sözlü biri olan Besim, kendinde gördüğü olumsuz özellikleri samimi
bir şekilde ifade eder.
# Mefharet eserde şüpheciliği ve
meraklılığı ile ön plana çıkar. Selmin’in hamileliğinden Samim’i sorumlu
tutması üzerine odasını karıştırması ve kapalı bir çekmecede bulunan
Simeranya’yı okuması şüpheciliğinin yanı sıra meraklı oluşunun da
göstergesidir.
# Meral’in
mektepten arkadaşı olan Feriha ailesine
karşı gelerek yaşlı bir adamla Paris’e kaçmış ve orada onunla metres hayatı
yaşamaya başlamıştır. Meral’i Paris’e gitmek ve Şakir Bey’le evlenmesi için
ikna etmeye çalışmıştır. Eserde ahlaki değerlerden yoksun ve zevkleri peşinde
koşan birini karakterize etmektedir.
Fon Karakterler
# Yalnızız
romanında yer alan fon karakterler şunlardır: Hasibe, Nail Bey, Necile Hanım, Renginaz, Aydın ve aç adam.