İçimizdeki Şeytan Zaman ve Mekan - Edebiyat Araştırmaları
Son Başlıklar
Loading...

27 Ağustos 2020 Perşembe

İçimizdeki Şeytan Zaman ve Mekan

 İçimizdeki Şeytan Romanında Zaman, İçimizdeki Şeytan Romanında Mekan, İçimizdeki Şeytan Zaman Anlayışı, İçimizdeki Şeytan, İçimizdeki Şeytan olayın geçtiği yerler
Bu içeriğimizde Sabahattin Ali’nin içimizdeki Şeytan  romanının zaman ve mekan anlayışının işleyişini ele aldık.
Zaman
İçimizdeki Şeytan romanında vak’a ve anlatma zamanları kısaldığından bakışlar dıştan içe yönelir ve derinleşir. Bu durum, zamana daha çok psikolojik ve ferdî bir boyut kazandırmış olur.
içimizdeki Şeytan’da anlatma zamanı ile vak'a zamanı aynı sürekliliğe sahiptir. Hâkim bakış açısı ile kaleme alınan bu romanda yaklaşık 3,5 aylık bir zaman dilimine ait olaylar anlatılır.
Buradaki zaman unsurunun asıl fonksiyonu; kahramanların iç değişim ve gelişim durumlarını belirlemektir. Bunu en açık bir şekilde İçimizdeki Şeytan romanının birinci derecedeki kahramanı olan Ömer’in şahsında görmek mümkündür; üç ay öncesine kadar 'dünyada insanların yapabileceği tek şeyin "ölmek” olduğu'na (ÎŞ.s.13), hayatın boşluğuna ve anlamsızlığına inanan ve bütün hatalarına sürekli bir "şeytan"ın sebep olduğunu sanan (İŞ., s.55) Ömer, romanın sonuç kısmına kadar geçen üç aylık sürede kısmî bir iç değişim ve bilinçlenme süreci yaşar.
İçimizdeki Şeytan romanının asıl vak'a zamanı; Macide'nin Ömer'e yazdığı mektupta belirtilen "üç ayı geçen beraber hayatımız" (İŞ..S.287) ibaresindeki süreyle sınırlıdır. Bu zamanın asıl fonksiyonu da Ömer'i bir iç değişime hazırlamaktır.
Mekan
İçimizdeki Şeytan romanında mekân, İstanbul’dur. Asıl vak'a, Kadıköy'den Köprü’ye hareket eden bir vapurda ve Beyazıt, Babıali ve Şehzadebaşı gibi semtlerde cereyan eder. Yalnız, Macide’nin geçmişi hakkında bilgi vermek için kısa bir süre Balıkesir'e hayalî bir yolculuk yapılır.
İçimizdeki Şeytan romanında 'gösterme metodu' yerine 'anlatma metodu' ağırlıkta olduğu için, mekâna has dikkatlerin doğrudan onu gören kişinin mizacını yansıttığını söyleyebiliriz.
İçimizdeki Şeytan'da Ömer'in, Macide ile ilk tanıştığı sıralarda Balıkpazarı'na yaptığı gezinti  tıpkı bir korku filmi başlamadan önce çalınan fon müziği gibi, onun iç dünyasını, kişiliğini ve gelecekte onu bekleyen müphem tehlikeleri sezdirmektedir;
‘’ ... Balıkpazarına yürüdü. Dar sokaklarda arabalar, hamallar birbirine sürtünerek geçiyordu. Yaz kış çamurlu olan dar yaya kaldırımında muvazenesini kaybetmemeye çalışarak yürüyordu. Biraz sonra Yaş iskelesine geldi. Demir kanatlı pencereleri yarı açık duran esmer, dümdüz taş binalar, ihsanı aralarında ezecek kadar birbirine yakındı. Her dükkanın önünde sokağın kenarındaki su yoluna doğru uzanan kirli yağ sızıntıları vardı. İnsanın burun deliklerini yapışkan bir koku sarıyor ve yakındaki durgun denizden bu sokaklara pis ve rutubetli bir hava katıyordu. (İŞ.,s. 93)
İçimizdeki Şeytan romanından alınan yukarıdaki metinde görülen "dar sokaklar", "yaz kış çamurlu dar yaya kaldırımlar ", "demir kanatlı pencereler", "esmer dümdüz taş binalar", "kirli yağ" sızıntılarının aktığı su yolu, insanı taciz eden yapışkan koku, "durgun deniz" ve rutubetli hava ibareleriyle tavsif edilen mekân, gerçekten insanda, onu ezecek, yutup yok edecek bir vehim uyandırır. Zaten Ömer "hayat beni sıkıyor (..) Her şey beni sıkıyor" (İŞ.,s.12) diyen ve hayattan hemen hiç bir beklentisi, ümidi olmayan zavallı bir insandır. Böyle birinin, dış dünyayı daha farklı görmesi doğrusu pek beklenemez de.. Sabahattin Ai burada, kahramanın ruh halini doğrudan tasvir etmek yerine, mekâna has ifadelerle dolaylı bir anlatımı yeğlemiş ve çok az sanatkarda görülen bir ustalıkla mekân-insan ilişkisini yakalamayı başarmıştır.
İçimizdeki Şeytan romanının diğer bölümlerinde de mekâna ait ifadelere (Ömeri’n kaldığı pansiyon ve bekar odası tanıtılırken (s. 135-136), Galip amcanın işyeri gezilirken (s.93-94) vs. gibi rastlamak mümkündür. Fakat karşımıza hep insanı ezen, onun kendisi ve dünya ile çıkmazlığını  yansıtan/simgeleyen labiret temalı dar mekânlar çıkar.
Bu yüzden İçimizdeki Şeytan romanında roman kahramanları, bu dar ve ezici mekânlardan kır hayatına, tabii bir hayata ve daha geniş bir hayata kaçmayı arzu ederler.

Share with your friends

Add your opinion
Disqus comments
Notification
This is just an example, you can fill it later with your own note.
Done