Nazım Hikmet’in “Kan Konuşmaz” adlı
yapıtı bir tarih ve aile romanı karışımıdır. Osmanlı İmparatorluğunun
dağılmasından; Atatürk yönetimindeki Cumhuriyet’e kadar uzanan geniş bir zaman
dilimine denli gelmekte. Paşaların, burjuva entellektüllerinin ve işçilerinin
yaşamlarından okuyucuya kesitler sunmaktadır
Kitabın
Özeti: Sağ
gözünü bir çelik talaşıyla yitirmiş ve mekteb-i sanayiden çürüğe çıkarılmış
olan tamirci Nuri Usta, annesi ile beraber mutaassıp bir yaşantısı olan ve
herkesçe tanınan biridir. Nuri Usta’nın “Gavur” lakaplı olan; çok okuyan bir o
kadar da düşünen “Gavur Cemal” adlı bir arkadaşı vardır. Nuri Usta “Cemal Hoca”
nın düşünsel gidiş gelişleri ve sürekli değişen yapısıyla karşılaştığında Nuri
Usta güçlü bir insan imgesi yaratmaktadır. “Seyfı Bey” adlı zengin bir soylu
tarafından hamile bırakılan ve sonra da terk edilen “Gülizar” adlı fakir,
sahipsiz genç bir kadın ile evlenir; onun çocuğunu nüfusuna kaydeder, Ömer ismi
verilen çocuğunun babası olur. Bu evliliğin sebebi; Nuri Usta’nın Gülizar’a aşk
ya da sevgi hissetmesi değil; hamile
olan Gülizar’a toplumun kötü gözle bakmasına engel olmak ve ona sahip
çıkmaktır. Nuri Usta bu davranışı ile ataerkil aile yapısına mensup annesi ve
arkadaşları tarafından tepki ile karşılanmıştır. Ancak anne tarafından zamanla
durum kabullenilmiş, Gülizar bir gelin, babasız çocuğu da torun olarak kabul
edilmiştir. Devam eden zaman içerisinde savaş çıkmış, dükkanını kapamak zorunda
kalan Nuri Usta ve ailesi açlıkla karşı karşıya kalmıştır. Tüm zorluklara karşı
ailece, birlik ve beraberlik içinde, aile olmanın verdiği güçle; bu kötü
günleri birlikte atlatmayı başarmışlardır. Nuri Usta Gülizar’m oğlunu okutmuş
ve Ömer avukat olmuştur. Ancak bir gün öz babası Seyfı Bey Nuri Usta’ya çarpıp
bacağının kesilmesine sebep olduğundan Nuri Usta’nın oğlu Ömer, Nuri Usta’yı
savunmak için avukatlığını üstlenmiştir ve öz babası ile karşı karşıya
gelmiştir. Burjuva bir aileden gelen Seyfı Bey öz oğlunu karşısına alır ve ona
soyadını, mirasını teklif eder:
Eğer ben cezaya uğrarsam senin kanın ...nedamet ve esetle
isyan etmez mi? der. Ancak Ömer babasının hiç ummadığı
bir cevapla ona karşı çıkar:
Etmez... Zira beşeri alçaklıklar karşısında feryatları
kanlar değil, şuurlar koparır ...Kan Konuşmaz....”
Nazım Hikmet “Kan Konuşmaz” adlı eseri ile toplumsal
sorumlulukların kan bağından önce geldiğini okuyucusuna en etkili bir şekilde
anlatmak istemiştir.
‘T936’da “Son Posta” gazetesinde
teifika edildikten (yayımlandıktan) sonra 1965’e kadar basılmaz: 1965’te Pınar
Yayınları 1975’te Günce Yayınları, 1976’da Ararat Yayınları, 1977’de Yol
Yayınları’nca basıldıktan sonra araya 12 Eylül dönemi girer ve roman ancak
1990’da Adam Yayıncılıkça yeniden sunulmaya başlar; Bulgaristan’da bütün
eserleri’nin 7. cildi olarak “Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim” ile bildikte
sunulur''.