Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim - Edebiyat Araştırmaları
Son Başlıklar
Loading...

5 Eylül 2020 Cumartesi

Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim

Nazım Hikmet’in bu eseri ilk kez 1963’te Sovyetler Birliği’nde Romantika adıyla Rusça “Znamya” Dergisi’nde; 1964’te Fransa’da Fransızca olarak Romantika adıyla ve 1965’te Varna Devlet Yaymları’nca Bulgarca Romantika adıyla yayımlanmıştır. Söz konusu bu roman, 1966 ve 1972 de Sofya’da tüm eserlerinin 7. cildi olarak yayımlanmış; 1966 ve 1967 yıllarında Türkiye’de de Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim adıyla, İlk Gün yayınlarınca iki kez basım yapmıştır. 1970 ve 1976’da da Habora Yayınları tarafından, 1976 da Günce Yayınları tarafından, 1977 de Özgün Yayınları tarafından yayımlanmış ve yeni basımları 1990 dan sonra Adam Yayınlarınca yürütülmektedir.

Romanın Özeti: Romanda ilk olarak Ahmet tiplemesi ile karşılaşırız. Ahmet iş bulmak amacı ile İzmir’e Cemile teyzesinin ve eniştesinin yanma gider ve onlardan yardım ister. Ancak eniştesi emniyet birimlerinin yakın takibinde olduğu Ahmet’e yardım etmez. Umutsuzca oradan da ayrılan Ahmet, şehrin varoşlarında yaşayan bir arkadaşına İsmail’e sığınır ve onunla birlikte yaşamaya başlar. Bir süre sonra sokakta bir köpek tarafından ısırılır ve kuduz olacağı endişesini yaşamaya başlar. Beklemektedir    Kırk bir gün içinde kudurabileceğini hesaplayan Ahmet, her gün kapıya bir çizik atmaktadır. Bu kulübede Moskova’da geçirdiği günleri hatırına getirmekte aşık olduğu Anuşka’yı Anuşka’ya aşık olan Sİ-YA-U ‘yu Kerim’i, Lenin’in ölüsünün başında tuttuğu nöbeti hatırlamaktadır.


Romandan alman bir alıntı şöyledir:"... Lenin ’in abımı görüyorum. İnsan seli dört koldan, ila kol bir yandan, ikisi öbür yandan, ardsız arasız akıyor. Çoğu ağlamıyor artık. Lenin’in hizasına gelenler, yanından geçenleri gözleri bağlı yürüyorlarmış da birdenbire bir yere çarpmışlar gibi irkilip duruyor ve bir sonra arkadakilerin temassız bakışlarıyla ilerliyor ve salondan çıkana kadar artık görmeleri mümkün olmadığı halde başlarını çevirip arkaya bakıyor... ”


Hapishanede işkence gören ve aklını yitiren daha sonra veremden ölecek olan arkadaşı Kerim ile İstanbul’da köprü üzerinde gazete sattıkları anıları aklına gelir. Ahmet bir an tereddüt eder ve sesi çıkmaz. Kerim utanıp utanmadığını sorar. Ahmet utandığını kabul eder. Kerim: “Paşazadesin oğlum Paşazade” der ve başlar avazı çıktığı kadar bağırarak gazeteyi satmaya, ancak oralı olan yoktur. Ahmet: “gözüm elimdeki gazetenin üstündeki satıra ilişti: der. “Bütün dünya işçileri birleşiniz!” gazete, gazete” diyerek bağırırlar. O gün Ahmet 45, Kerim ise 225 tane gazete satarlar.


Ahmet hapishane arkadaşı Osman Bey’in kız kardeşi ile evlenir. Bir evlatlıkları bir de ikisine ait bir kız çocukları olur. Roman boyunca Nazım bir İsmail bir Ahmet kişileştirmeleri ile karşımıza çıkar. Evliliğin ardından donanma davaları ve acı dolu uzun hapis yılları başlamıştır.


Ahmet bu küçük kulübede hem bunları hatırına getirmekte hem de hastalanmaktadır. Kuduz olduğunu sanmaktadır. Böyle bir durumda kendisini vurması için silah verir. Ateşlenir, üşür, titrer, uykusu kaçar ve hep hatırlar: Anuşka’yı nasıl sevdiğini; beraber geçirdikleri günleri, nasıl zor ayrıldığını...


"... Tuttum ak parmaklı, tombulca elini. Ayrılık birbirine yapışmış cmıçlarımızın içinde, ama Anuşka bunu bilmiyor. Anuşka ’'ya bakıp bu alın bu saçları bu ağzı bu burnu bu gözleri bilemedin yirmi gün sonra bir daha görmeyeceğim. Öleceğiz birbirimiz için o an... ”


Kırkıncı çizginin üzerine Ahmet büyük bir çizgi çizer, kalkar toparlanır, giyinir, İsmail’e sarılır, kılığını yüzünü değiştirir ve dışarı çıkar. Romanın bitiminde Nazım roman boyunca tüm kahramanlarım “konuklarım” başlığı ile bir araya getirir.


“ ...konuklarım kocalmamış. Onları son gördüğümde kaç yaşında bırakmışsam o yaştalar. SÎ-YA-U sevdalı Anıışka'ya. Ahmet yine kıskanıyor SÎ-YA-U yu ... ”
Bir şiir okur Ahmet konuklarının ısrarı ile:
“Emekçiyim, sevdayım tepeden tırnağa,
Sevda: görmek düşünmek anlamak Sevda: doğan çocuk yürüyen aydınlık Sevda:salıncak kurmak yıldızlara Sevda: dökmek çeliği kan ter içinde
Emekçiyim, sevdayım tepeden tırnağa, ”
Anuşka’ya ve Manisa’ya şiiri Rusça’ya çevirir; eşi Neriman kocasının sözünü tekrarlar :

“ Yaşamak güzel şey be kardeşim. ”

Share with your friends

Add your opinion
Disqus comments
Notification
This is just an example, you can fill it later with your own note.
Done