İçimizdeki Şeytan romanı Sabahattin Ali’nin romanları
içinde teknik bakımdan en zayıf olanıdır. İçimizdeki Şeytan romanı ikinci Dünya Savaşı öncesinde üniversite
çevrelerinin, aydın geçinenlerin toplumsal ve siyasal düşüncelerini irdeleyen
bir çalışmadır. Bu içeriğimizde İçimizdeki Şeytan romanın olay örgüsü
anlatılmıştır.
İçimizdeki Şeytan Romanının konusu ve İçimizdeki ŞeytanRomanının Teması içeriklerimize de göz atabilirsiniz.
İçimizdeki Şeytan romanında zaman ve mekanı takiben
olay örgüsü de başlamış olur. İki genç arkadaş, Kadıköy'den Köprü'ye hareket
eden vapurun güvertesine konuşmaktadırlar. O sırada Ömer, karşı taraflarında
oturan bir kız görür. Gözlerini ondan ayıramaz. Hipnotize olmuş gibi kızla
konuşmaya ”ilân-ı aşk" etmeye giderken, yanıbaşında birden bir ses duyar
ve tesadüfen Balıkesir’den akrabası olan Emine teyzeyi görür. Onu büyüleyen kız
Macide ise Emine teyzenin yanındadır. Tanıştıklarında Macide ve Ömer tesadüfen
akraba çıkarlar.
Emine teyzenin tanıdık olması iki genç arasındaki duygusal
ilişkinin çok kısa sürede gelişmesine zemin hazırlar.
İçimizdeki Şeytan romanında iki genç arasındaki bu
ilişkiden sonra beraber gezerler. Macide'nin o sırada babası ölmüştür. Emine
teyzeler, gerek babasının ölümü ile Balıkesir'den gelen paranın kesilmesi,
gerekse Ömer'le gezmesinden dolayı eve geç gelen Macide'ye ters davranırlar.
Yine böyle bir tartışmanın olduğu bir gece Macide, gece yarısı bavulunu
toplayarak sokağa fırlar. Ne yapacağını, nereye gideceğini bilmemektedir.
Şaşırmıştır ve yardıma ihtiyacı vardır, işte tam bu sırada, yine tesadüfen
Ömer'i kendisini bekliyor bulur ve birlikte Ömer'in evine giderler.
İçimizdeki Şeytan romanındaki asıl olay örgüsü Ömer'le
Macide'nin üç ay kadar sürer beraberlikleri ve bu üç aylık talihsiz, dengesiz
sergüzeşt üzerine kurulur. Beraberliklerinde, iki ayrı dünyanın insanı
olduklarını anlayan Ömer ve Macide, çevrenin de etkisiyle kendilerinin olmayan
bir hayatı yaşarlar. Bütün hayatları, her şeyleri iğretidir. Bu
arada-tesadüfen- Macide'nin Balıkesir'de öğrenciyken küçük bir gönül macerası
yaşadığı müzik öğretmeni Bedri ile karşılaşırlar. Bedri, yine esadüfen Ömer'in
de yakın arkadaşıdır.
İçimizdeki Şeytan romanındaki Bedri karakteri tutarlı
ve aklcıdır. Macide ile aralarındaki aşk zamanla kendiliğinden su yüzüne çıkar
ve Ömer'in hapse düşmesi ile Macide, Bedri'nin evine taşınır. Birlikte yaşamaya
başlarlar.
İçimizdeki Şeytan romanındaki vak'a birimleri icad
edilirken, uygun ve mantıklı sebeplere bağlanamazlar. Böylece bütün önemli
olaylar, hep "tesadüf eseri" görünümü kazanır ki, bu da romanın
değerini olumsuz yönde etkiler.
İçimizdeki Şeytan, karşılıklı diyaloglar yerine, daha
çok iç monologlardan oluşan bir anlatım tekniğine sahiptir. Bu yüzden vak'anın
gerilimi ile roman kahramanlarının iç çatışmaları arasında doğrudan bir
bağlantı kurmak mümkündür.
İçimizdeki Şeytanda olay örgüsü, Macide ile Ömer
arasındaki aşktan ziyade; Ömer’in kendisi ve dış dünya ile aralarındaki çatışma
üzerine kuruludur. Ömer’in kendini bulma sürecindeki sorularından birisi de;
Macide aracılığı ile görme imkanı bulduğu kendi iradesiz ve iğreti kişiliğine
yönelik değerlendirmeleri ihtiva etmektedir.
“Yahu, ben ne halt ediyorum? (..) Ben ne biçim
insanım? Bugün evlendim ve bugün evli olduğumu unutarak şunun bunun peşine
takılmam. (..)ama niçin?..' (İ.Ş.,s. 150)
Ömer'in bu kendini bulma sürecindeki iç bunalımları ve
çatışmaları; romanın sonuna kadar hep aynı gerilim frekansıyla devam eder.
İçimizdeki Şeytan romanı sona erdiğinde bu
"kendini bulma" süreci hala tamamlanamamıştır. Dolayısıyla olay
örgüsündeki gerilim unsuru, final kısmında, en yüksek noktasında asılı kalır.
Bu yazımızda İçimizdeki Şeytan romanının olay örgüsüne
değindik. Sizler de bu yazı hakkındaki görüşlerinizi yorumlarda
belirtebilirsiniz.