Anayurt Oteli Romanı – Özet, İnceleme ,Tahlili - Edebiyat Araştırmaları
Son Başlıklar
Loading...

4 Eylül 2020 Cuma

Anayurt Oteli Romanı – Özet, İnceleme ,Tahlili


‘’Anayurt Oteli kimin eseri? Anayurt Oteli ne anlatıyor, anayurt Oteli nerede geçiyor?’’

 Anayurt Oteli Yusuf Atılgan'ın eseridir. Bu içerikte Anayurt Oteli'nin Tahlili – İncelemesi yapılmıştır. Bu inceleme romanı oluşturan yapı unsurları üzerine olmuştur. Bu unsurlar olay örgüsü, zaman, mekan ve karakterler-kişiler kadrosudur. Olay Örgüsü ve roman konusu Roman özeti ile birlikte verilmiştir.

Roman Kimliği ve Roman Hakkında Değerlendirme


Anayurt Oteli  romanının yazarı Yusuf Atılgan’dır. Anayurt Oteli, Atılgan’ın ikinci romanıdır. Kafka, Proust, Camus gibi yazarları yoğun olarak okuduğu bir dönemde yazdığı bu kitap, kendi ifadesiyle “bunalımlı yıllar”ın ürünüdür. 1973 yılında Bilgi Yayınlan arasında çıkan roman, “Aylak Adam ” hakkında yapılan tartışmaları gölgede bırakacak derecede sert yankı uyandırır. Romanın eleştirisi de olur. Kimileri Atılgan’ın toplumsal sorunlara ele almayıp, sadece marazi bir karakterin cinsel sapmaları (parafili) üzerinde durmasını eleştirir; kimileri de Atılgan’m toplum olarak dışladığımız adeta onları patolojik bir kişiliğe mahkûm ettiğimiz bireylerin, aslında tüm insanlığı kuşatan; hatta aşan duygu yoğunluğuna sahipliklerini duyurmak istediğini iddia ederek, romanı göklere çıkarır.

Anayurt Oteli, esasen Camus’un “Yabancı” adlı romanıyla benzerlikler gösterir. Yabancı’nın başkahramanı Meursault da tıpkı Zebercet gibi saçma denilecek bir sebepten (gözüne yansıyan güneş ışınlan yüzünden) başkasını öldürür. Olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kuramamak ve bununla birlikte olasılıkların çokluğu, hayatın bir anlamının olmayışı, her iki karakterin dünyasında da vardır. Her ikisi de Tanrı’ya inanmamaktadır ve bir üst güce sığınamamanın verdiği bunalım, hayatlarını çıkmaza sokmaktadır. Meursault, mahkemede adam öldürmekten çok takındığı tavırlarla yargılanır. Çünkü yaptıklarının bir sebebi yoktur. Kendisine sebeplerin sorulması onu bunaltır. Zebercet, mahkemede yargılanmamıştır fakat sorguya çekildiğini düşünürken işlemiş olduğu cinayetin bir nedeni olmadığını söyler. Aslında Zebercet’i ortalıkçı kadını öldürmesinden çok, insanların onu sorgulayacağı düşüncesi tedirgin etmektedir.

 Anayurt Oteli romanındaki ana fikir; bireyi esas alan, toplumdaki aksaklıkların kaynağında bireyi göstermeyi amaçlayan bir romandır. Ancak Atılgan, toplumsal olayların birey üzerindeki etkilerini açıkça belirtmese de uzak hatırlatmalar yapmayı ihmal etmez.
Yusuf Atılgan, yazarlığından çok günlük yaşamı daha önemli olduğunu belirtir.  Belki bu yüzden romanlarında kendisine ait pek çok iz bulabilmekteyiz. Romanın başkahramanı Zebercet, düşündüklerini söyleyemeyen, içedönük bir tiptir. Çevresindeki insanlar tarafından horlandığında, alaya alındığında söylemek istediklerini içinden geçirir sadece. Atılgan da bu bakımdan Zebercet’e çok benzer. Lise yıllarında İngilizce öğretmeni bacak bacak üstüne atarken dizkapağındaki yara masanın kenarına değer. Atılgan’dan “uff” diye bir ses çıkınca İngilizce öğretmeni kızar. Atılgan da yıllarca hocasına onu yanlış anladığını, yaranın acısını kendinde hissettiği için böyle bir tepkide bulunduğunu söyleyememenin acısını duymuştur.

Anayurt Oteli Konusu - Özeti

Anayurt Oteli, Tanzimat Fermanı’nın ilan edildiği sene Keçecizade Malik Ağa tarafından konak olarak yaptırılmış, Cumhuriyet’in kurulduğu yıl otele çevrilmiştir. Keçecizade Malik Ağa’nın oğlu Haşim Bey, konaktaki beslemelerle ilişki kurduktan sonra bu beslemeleri evlendirir. Zebercet’in ninesi de bu beslemelerden birisidir.

Keçecizadeler, rejimin değişmesiyle topraklarını elden çıkarma yoluna gitmiş; bu yüzden Zebercet’in babası Ahmet Efendi’ye otelin idaresini bırakarak o muhiti terk etmişlerdir. Romanın başkahramanı Zebercet, Anayurt Oteli’ni babasıyla birlikte idare eder.

Babasının ölümünden soma tek başına oteli yöneten Zebercet, otelin hizmetlerinin görülmesi için bir kadın tutar. Gerdek gecesi kız çıkmadı diye geri gönderilen sonra bir dulla tekrar evlendirilen kadın, çok uyuduğu için yine geri gönderilmiştir. Dayısı olduğunu söyleyen bir adam, kadım otele iş yapması için bırakır. Arada otele uğrayıp kadının birikmiş parasını almaktadır.

Zebercet, kadın uyumaya gittiği zaman kadının odasına gider ve onunla birlikte olur. Ancak kadın uykuya çok düşkündür. Kadın uykusu bölünmesin diye artık iç çamaşırı giymeden yatmaya başlar. Zebercet’e gece ‘köpek’ diye hitap eden kadın, sabah hiçbir şey olmamış gibi ‘ağa’ der. Ortalıkçı kadın çaresizdir. Gidecek bir yeri de yoktur ve Zebercet’in bu tutumuna karşı da oldukça kayıtsızdır.

Zebercet’in rutin hayatı, perşembe gecesi gecikmeli Ankara treniyle gelen kadından sonra tamamen değişir. Otelde bir gece kalan, nüfus cüzdanı olmadığı için adını bile bilmediği bu kadına tutku ile bağlanan Zebercet, o zamana kadar tatmadığı duyguları tatmak ister. Gerek ailesinin gerek çevresinin horlamalarına, aşağılamalarına maruz kalarak büyüyen Zebercet için bu kadın, ona sevgiyi tattıracağım düşündüğü bir umuttur.

Zebercet, ortalıkçı kadının odasına gitmemeye başlar. Çünkü artık tek taraflı bir ilişki yaşamak istememektedir. Otele gelen çiftlerin sevişmelerini dinlerken hep o kadının hayalini kurar. Kendisine yeni elbiseler alır, bıyığını keser ve gecikmeli Ankara treniyle gelen kadım beklemeye başlar.

Günler geçtikçe gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının geleceğine dair umudu kaybolur. Geçmişinde yaşadıkları bilinçaltından gün ışığına çıkmaya başlar. Aşağılanmışlığını, önemsenmezliğini hatırına getirir. Babasının ve annesinin tavırları, çocukluk arkadaşlarının kendisine taktıkları lakaplar, askerlik arkadaşı Fatihli’ye yakın olmak adına kendini kullandırması aklına gelir. Bu dönemde Zebercet, otele müşteri almamaya başlar, içkili lokantalara gider. Ekrem adındaki bir soğuk demirciyle tanışır. Onunla sinemaya gider.  Ekrem’e cinsel bir ilgi duyar, onu otele çağırmak ister ama çağıramaz.

Zebercet’in psikolojisi iyiden iyiye bozulmaya başlar. Ortalıkçı kadının odasına gider. Onu uyandırmak ister. Amacı otele gelen çiftlerden duyduğu gibi karşılıklı bir sevişme yaşamaktadır. Ancak ortalıkçı kadın uyuklamaktadır. Zebercet, bu durum üzerine geçici bir iktidarsızlık geçirir ve kendini kaybeder. İktidarsızlığına sebep olarak gördüğü ortalıkçı kadını boğarak öldürür.

Bu olaydan sonra geçmişte yaşadığı hadiseleri aklına getirmeye bir de kendi içinde yaptığı hesaplaşma eklenir. Mahkemede bir duruşma dinler. Hâkimin sanığa sorduğu sorulara sanki kendine soruyormuş gibi cevap verir. Sanık, gerdek gecesi kız çıkmadı diye karısını öldürmüştür. Hâlbuki söz konusu olan, sanığın kendi beceriksizliğidir. Bunu gururuna yediremeyip masum birini öldürmüştür. Zebercet de bu sanıkla kendini özdeşleştirmiştir. Hâkim, mahkeme tarihini 28 Kasım’a erteler. Zebercet için de kendi infaz tarihi belirlenmiştir. Ancak hayatın omuzlarına yüklediği bu yükü o tarihe kadar çekecek durumda değildir. Bu yüzden 28 Kasım’ı beklemez. 10 Kasım’da dayısı Faruk Bey’in kendini astığı yerde, yine aynı şekilde kendini asarak intihar eder.


Anayurt Oteli Romanı Yapısı - Tahlili


Anayurt Oteli de tıpkı “Aylak Adam” gibi vaka zamanı esas alınarak kurgulanmıştır. “Aylak Adam"daki vaka, mevsimlere bölünmüşken, bu romanda günlük gelişmeler şeklindedir. Bu şekilde, bilinçte tutulan isteklerin ve hazların bilinçdışına savrulmasıyla gelişen bir takım olaylar ve ruhsal değişikler, daha çarpıcı bir şekilde anlatılır. Romanda Zebercet’in içine düştüğü bunalımın grafiğini çok yakından takip ederiz. Günden güne değişen psikolojisi, yaşanılan olayın dramatikliğini daha çok hissettirir okuyucuya. Umut dolu bir Pazar günü başlayan roman, 22 gün sonra trajik bir şekilde biter. Bu kısa gibi görünen 22 günlük süre zarfına o kadar yoğun duygular sığdırılmıştır ki; böylelikle yaşamın bizlere ne zaman ne getireceği belli olmayanın yönü ürkütücü bir şekilde vurgulanır.

Romandaki temel güç, (etimon spritüel) bireyin kendisiyle aynı zamanda toplumla çatışmasıdır. İçedönük, yani geri çekilmeci bir davranış biçimi sergileyen Zebercet; kendine, insanlara hatta nesnelere karşı güvensizliği sonucu, hayali bir umudun peşine takılmasıyla intihara doğru sürüklenir. Zebercet’in bilincinde tutamak bulamayan hisler, romanın olay örgüsünü belirleyen unsurlar durumundadır. Gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının gelmesiyle o zamana kadar bastırdığı (represe) itkiler, su yüzüne çıkar. O da tıpkı diğer insanlar gibi sevdiğini söylemek ve sevilmek istemektedir. Ancak olaylar, onun kurguladığı şekilde gelişmez. İstasyona her tren geldikçe pır pır eden yüreği, günler geçtikçe ağrımaya başlar. İçindeki çatışmayı, umudu tükendikçe dışa yansıtır. Otele müşteri almamaya başlaması, ortalıkçı kadını öldürmesi, cinsel ilgisini bir erkeğe yönlendirmesi, tavayla kediyi öldürmesi, çatışmasını dış dünyaya yönelttiği davranışlardır.


Bakış Açısı


Anayurt Oteli de “Aylak Adam” gibi tanrısal (hâkim) bakış açısıyla yazılmıştır. Zebercet’in geçmişini ve akimdan geçenleri en ince ayrıntısıyla bilen anlatıcı, genelde üçüncü tekil kişidir. Ancak Zebercet’in özellikle kendisiyle hesaplaşmasının anlatıldığı satırlar, birinci tekil kişi ağzından anlatılır. Romanda aynca roman kahramanlan, kasaba, kedi, emekli subay olduğunu söyleyen adam, odadaki iki havlu, tiyatro eseri üslubuyla tanıtılır. Bu betimlemelerde de, söze yazarın egemen olduğunu görürüz. Ancak bilgi olarak okuyucuya sunulanlar genelde Zebercet’in bilgisi kadardır.


Zaman


Zebercet, 33 yaşında olduğuna ve doğum tarihi de 28 Kasım 1930 olarak belirtildiğine göre olay, 1963 yılında geçmektedir. Kendini astığı tarih ise 10 Kasım’dır. Geriye doğru günleri hesapladığımızda roman 20 Ekim Pazar günü başlamaktadır. Romanda, Zebercet’in Perşembe günü gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının kaldığı odaya üç gün sonra girdiği söylenir. Yani 17 Ekim 1963 tarihini, Zebercet’in yaşamım alt üst eden tarih olarak belirleriz.

Romandaki zaman tabakalaşmaları, şimdiyle geçmişin birbirine karıştırılması şeklindedir. Zamansal geri dönüşler genelde Zebercet’in çağrışımlarıyla sağlanmaktadır. Zaman tabakalarındaki bu gidiş gelişler oldukça süratlidir. Bu sebepten geçmişte yaşadığı hadiseler ve bunların algılanış şekli, noktalama işareti kullanılmadan verilir.


Yazar, okuyucunun Zebercet’in psikolojisindeki deformasyonun yoğunluğunu daha çok duyumsayabilmesi için, düşüncenin akış hızım kesmeyen bu metodu kullanmıştır.

Mekan


Romana adını veren Anayurt Oteli, romanın başlıca mekânıdır. Tanzimat Dönemi’nde konak amacıyla yaptırılmış bu yapı, Cumhuriyet’in ilanından sonra otele çevrilmiştir. Feodal aile tipinin zaman içinde çözülüp yitmesini simgeleyen otel, Zebercet ile aynı kaderi paylaşmaktadır sanki. Zebercet’in kapalı dünyasının tek tanığı olan bu dar mekân, romana kasvetli hava estirir. Konak, bütün geçmişi ile çok şey bilen fakat bu bildiklerini eşya ve dekora sindirmiş bilge, suskun ve ağır bir kahraman gibi  kendine sahip olanlara aynı kaderi yaşatır, lanetlenmişliğini bulaştırır.

Zebercet’in günlerinin çoğu gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının gelmesine kadar hep otelde geçer. Otelden ayrıldığı zaman kötü bir şey olacakmış hissine kapılmaktadır çünkü. Otel, onun dış etkilerden korunmasını sağlayan ve sahip olma güdüsünün verdiği güveni hissettiren biricik barınağıdır. Ancak gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının tekrar döneceği umuduyla kendine yeni elbiseler almak, bıyığını kestirmek için kasabaya çıkar. Kadının tekrar gelmeyeceğine kanaat getirdikten sonra da zamanını otelin dışında geçirir. Yemek yediği içkili lokanta, soğuk demirci Ekrem ile gittiği sinema, yaşlı bir adamla sohbet ettiği park, horoz dövüşünün yapıldığı alan, karakol, mahkeme diğer mekânlardır.

Kurgu


Atılgan’ın romanlarında kurgu, tek bir kahraman etrafında yoğunlaşır. Bu kahramanların psikolojilerini anlatmak amaçlandığından ikinci derecedeki kahramanlar, sadece başkahramana etki eden ve onları yönlendiren unsurlar durumundadır. “Anayurt Oteli ”nin başkahramanı Zebercet’tir. Romandaki diğer kahramanları yaşayanlar ve Ölmüş olanlar olmak üzere iki kısımda incelemek yerinde olur. Anlatım teknikleri arasında olan bilinç akışı metodunun kullanıldığı satırlarda, ölmüş olan karakterlerin de Zebercet’e önemli ölçüde etki ettiğini görürüz. Keçeciler ailesine mensup Haşim Bey, Nureddin dayı, Rüstem Bey, Faruk Bey, Rüstem Bey’in kansı Semra Hanım, Kadriye Kalfa, beslemeler, annesi ve babası yaşamayan kahramanlar arasındadır. Zebercet’in geçmiş yaşamındaki kahramanlardan da Kürt Muhittin’i, askerlik arkadaşı Fatihli’yi, Halil Onbaşı’yı sayabiliriz. Zebercet’in şimdiki zamanı içinde ona etki eden kahramanlar ise şunlardır: gecikmeli Ankara treniyle gelen kadın, ortalıkçı kadını, Emekli Subay, soğuk demirci Ekrem, parktaki yaşlı adam, fahişe, otele gelen müşteriler, polisler, hâkim, horoz dövüşü sırasında karşılaştığı kişiler... Bir de muhtemelen hayal ürünü olan karakterler  de vardır. Gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının sevgilisi, Zebercet’in zihninde  var olduğunu farz ettiği kişilerdir. Ortalıkçı kadını öldürmesine tanık olan kediyi ve - gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının unuttuğu havluyu da karakterler arasında belirtebiliriz.

Anayurt Oteli Korası


Kişiler Düzleminde
 Ülkü Değer (Tematik güç): Zebercet, Gecikmeli Ankara treniyle gelen kadın, Faruk Dayı, Semra Hanım, Ekrem, Fatihli.
Karşı Değer:Ortalıkçı kadın, Polisler,Savcılar,Hakimler, Kürt Muhittin,  Kestaneci Adam.
Kavramlar Düzleminde:
Ülkü Değer (Tematik güç): sevilmek ihtiyacı, paylaşım, sevgi, değer verilme, kabul görme, şefkat, tek yanlı olmayan cinsel birliktelik,kendilik.
Karşı Değer:Ezilmiş, İtilmişlik, güvensizlik, kimliksizlik, ötekileşme, aşağılanma, yabancılık, edilgenlik, boyun eğme, yalnızlık, saçmalık, yurtsuzluk.
Sembol Düzleminde
Ülkü Değer (tematik güç):Zebercet, gecikmeli Ankara treniyle gelen kadın, yüzük, Fatih’in atına bindiği resim, havlu, bardak, sigara,
Karşı Değer: Otel, Bıyık, Kedi,toprağı gösteren otel levhası.

“Anayurt Oteli”nde değerler sınıflaması daha çok kavramlar düzleminde; kurulmuştur. Kavram düzlemindeki karşı değerler, ülkü değerlere- dönüştürülemediğinden Zebercet’in yaşamı bir çıkmaza doğru sürüklenir. Zebercet’in kişilik yapısını, tipolojisini kavram dizgesinden yaralanarak açımlayabiliriz. Kavramsal görünümler, bilinçdışına ait unsurları yansıttığından Zebercet’in ruh iklimi, bu unsurlar üzerinde yoğunlaşarak anlaşılmaktadır ancak. 


Share with your friends

Notification
This is just an example, you can fill it later with your own note.
Done