Demir Ökçe Mekân
Olaylar Amerika’da geçmektedir. Özellikle San Francisco ve Chicago’da oluşan isyanlar anlatılmaktadır.
Olaylar Amerika’da geçmektedir. Özellikle San Francisco ve Chicago’da oluşan isyanlar anlatılmaktadır.
Demir Ökçe Zaman
20. Yüzyılın başlarında 1914 ve 1918 yılları arasında geçen olayları kapsamaktadır.
20. Yüzyılın başlarında 1914 ve 1918 yılları arasında geçen olayları kapsamaktadır.
Demir Ökçe Bakış Açısı
Olaylar birinci kişi tarafından, kendi gözlemleri ve yaşadıkları çerçevesinde anlatılmaktadır. Anlatan kişi başkahramanın eşi ve ana karakterlerden biridir.
Olaylar birinci kişi tarafından, kendi gözlemleri ve yaşadıkları çerçevesinde anlatılmaktadır. Anlatan kişi başkahramanın eşi ve ana karakterlerden biridir.
Demir Ökçe Tema
Sınıf Mücadelesi: Romanda
zengin sınıfı ile işçi sınıf arasındaki mücadele anlatılmıştır. Zengin kesim,
gücü elinde bulundururken, o gücü kullanarak işçi sınıfını ezmekte ve gücünü
kendi çıkarı için kullanmaktadır. İşçi sınıfı ise kendi haklarını korumak için
isyanlar çıkartır ama güçlü olmadığı için zenginlerin gücü altında gene ezilir.
Zenginler de kendi sınıflarının çıkarlarını koruyabilmek için işçi kesimini
harcamaktan çekinmezler.
Doğru Her Zaman
Kazanmayabilir: İşçi
sınıfı kendi haklarını korumakta yetersiz kalıyor. Çoğu işçi, haklı olduğu
halde davaları kaybedip, haksız bulunuyor. Haklı olmak demek, kazanacağının
garantisi olmuyor, çünkü kazanmak için güçlü olmak gerekiyor.
Güçlü Olan Hayatta Kalır: Hayatta
kalmanın ilk kuralı güçlü olmaktır. Hayat bir yaşam mücadelesidir ve hayatta
kalmak bir diğerinden daha iyi olmaya bağlıdır. Şehirde gücü para sağladığı
için zenginler hayatta kalırken emekçiler, işçiler bu yaşam savaşından galip
çıkamazlar.
Demir Ökçe Karakterler
Avis Everhard: Zengin
bir ailenin eğitimli kızıdır. Ernst Everhard ile tanışıncaya kadar
aristokratların arasında zengin bir hayat sürerken, tanıştıktan sonra hayatın
diğer yüzünü görünce ihtişamlı hayatından vazgeçmiştir ve yaşadığı hayatı
bırakarak Ernst Everhard ile aristokrat sınıfına karşı savaşa katılır. Öykü
Avis Everhard’ın günlüklerinde yazılanlardan anlatılmaktadır.
Ernst Everhard: Hitap ve
ikna yeteneği çok gelişmiş ve güçlü bir karakterdir. Akıllı bir adamdır ve söz
düellolarında karşısındakini kolaylıkla alt edebilmektedir. Romanın ana
kahramanıdır ve Avis Everhard’ın eşidir. Piskopos Morehouse: Aristokrat
sınıfının arasında varlıklı bir biçimde yaşayan ama gerçekleri göremeyen iyi
niyetli bir insandır. Rahat yaşamını yoksul insanların haklarını çiğneyerek
sürdürdüğünü fark ettiği gün, her şeyden vazgeçerek o rahat yaşamı bırakmıştır.
Demir Ökçe Olay Örgüsü
Öykü Avis Everhard tarafından yazılmış günlüklerin yıllar sonra bulunup açığa çıkması üzerine kurulmuştur. Avis Everhard, romanın başkahramanı Ernst Everhard’ın eşidir. Ernst, içinde yaşadığı emperyalist-kapitalist düzenin makinelere kölece bağlanmanın düzeni olduğunu, bu düzenin temellerinin alın teri ve halkın kanı üzerinde yükseldiğini ve burjuvaların mutluluklarını bunlara borçlu olduğunu kendi yaşadıkları içinde gösteriyor. Egemen sınıflarla çıkarları iç içe geçenlerin; gazete patronlarının, kilise papazlarının, gerçeklerin halka yansıtılmasına nasıl engel olduklarına, sansürlediklerine tanık olur Ernest. Adım adım toplumu, ilişkileri daha yakından tanımaya başlar. İç içe geçen çıkar birliklerini deşifre etmeye çalışır. Genel olarak sistem dışa karşı kendi pisliklerini gizlerken, bu tür çıkar birliklerini itiraf eden gazeteciler de çıkar.
Bu
anlatılanlar medeniyetin beşiği olarak gösterilen 1900’lerin Amerika Birleşik
Devletleri’nin arka yüzünde yaşanan olaylardır.
Ernest
bir işçi lideri, bir sosyalisttir. ABD’deki sosyalist partinin ileri gelen
kadroları arasındadır. Ernest, sosyalizmin felsefesi konusunda kendini
yetiştirmiştir. En karmaşık konuları bile sade bir tarzda karşısındakine
anlatma, onu ikna etme becerisine sahiptir. Rakiplerinin en çok zoruna giden de
bu yanıdır.
Ernest
Everhard zengin kulüplerinin toplantılarına katılır. Burjuvalarla onların
mekânlarında cesaretle tartışmalar, polemikler yürütür. Düzenin valisinin,
yargıcının, tüm yönetici takımının, özünde patronların adamı olduğunu anlatır.
Hükümet, işçi önderi Ernest’i satın alma taktikleri geliştirir. Ama o, sınıfına
bağlı kalır ve bu teklifleri reddeder.
Kapitalizmin
krizi derinleştikçe, tekellerin ve onların hükümetinin saldırganlığı daha da
artar. Çünkü işçi grevleri başlar. Kapitalistler ise grevleri kırmak, işçileri
sindirmek için grev kırıcılarını ve polisi işçilerin üzerine saldırtırlar. Pek
çok işçi lideri idam edilir. Birçoğu hapse atılır. Tüm bu kanlı hesaplaşmalar
1910’lu yıllarda yaşanır. Chicago’da çıkan ayaklanmalar ve grevler savaş
sahnesi gibi canlandırılarak anlatılmıştır. Roman; işçilerin, demir ökçeye
yenilmesi yani kaybetmesi ile Avis Everhard’ın günlüklerinin yarım bir şekilde
kalması ile bitmektedir.