Attila Romanı – Özet, Tahlil, İnceleme
Türk edebiyatında Hun Türkleri ve Attila hakkında ilk roman olan Attilâ,
1928 yılında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmeye başladıktan sonra, 1931’de
Resimli Ay Matbaası tarafından basılmıştır. Eser, Peyami Safa’nın tek tarihi romanı olma özelliğine
sahiptir. Beşinci yüzyıl Hun ve Roma medeniyetlerine ışık tutan eserde yer yer
yabacı kaynaklara ve tarihi belgelere de yer verilmektedir.
Tema
# Peyami Safa bu eseriyle Attila gibi büyük
bir kahramanın kişiliğine ve o dönemdeki Türk medeniyetine ilk kez bir Türk
gözüyle bakmıştır. Yazar, yabancı kaynaklardan ve özellikle Bizans
tarihçilerinin verdiği bilgilerden yola çıkarak Atttila’nın siyasi ve askeri
hayatında çelik iradeli, demir disiplinli; şahsi hayatında ise yumuşak huylu,
alçak gönüllü, kendisine sığınanlara karşı merhametli biri olduğunu ortaya
koymaktadır. Eserde ayrıca Türk cihan hâkimiyeti düşüncesinin izlerini ve
bozulmuş bir dünyaya yeniden nizam verme iradesi de görülmektedir.
Olay Örgüsü - Özeti
# Doğu Roma
İmparatoru Teodos, Attila’yı öldürmek maksadıyla Hun ülkesine bir elçi heyeti
gönderir. Bu heyette Attila'nın adamlarından olan ve Kostatiniyye’de oturan
Odekon da bulunur. Doğu Roma, Odekon sayesinde Attila’ya yapılacak suikastı
gizlemek istese de bu durum Attila’nın adamları tarafından kısa zamanda ortaya
çıkarılır ve Attila bu suikast planını gerekçe göstererek Doğu Roma’ya karşı
bazı şartlar ileri sürer.
# Attila
kendisine yapılacak olan suikastı planlayan Krizafyüs’ün başını ve vatan haini
Hunların gönderilmesini Doğu Roma İmparatorluğundan talep eder. Attila Roma ile
yapılan müzakerelerin cevabını bekler. Bu arada Gol seferinin hazırlıkları
devam ederken Onorya adında Romalı güzel bir kıza âşık olur. Onunla gizlice bir
kulübede buluşur. Onorya Attila’yı güzelliği ve zekâsıyla kısa sürede kendine
bağlar. Fakat araya kraliçe Kerka’nın kıskançlığı girer. Bir plan kuran kraliçe
Onorya’ya iftira atar ve Attila’nın bu kızı sınır dışı etmesini sağlar. Onoya
sınır dışı edilmek amacıyla sınıra doğru götürülür. Bu arada Onorya, yanındaki
Hun askerlerinden birini kendisine âşık eder ve bu askerin yardımıyla tekrar,
gizlice Hun ülkesine girer. İlk günlerini bir köylü kadının yanında geçiren
Onorya yine bu kadının yardımı vasıtasıyla saraya girer ve kraliçenin en gözde
nedimelerinden biri olur. Bu arada Attila Gol seferinden zafer kazanmış olarak
sarayına döner. Sarayda nedimeler arsında gördüğü Onorya’yı hemen tanır. Onunla
tekrar buluşmaya başlar. Onorya, Attila’ya kraliçe ve cüce Zerkon’un daha önce
kendisinin Hun ülkesinden atılmasıyla ilgili gerçekleştirdiği bütün planları
anlatır. Attila, Onorya’ya atılan iftirayı cüce Zerkon’a itiraf ettirir,
sonrasında onu Afrika’ya sürer.
# Attila bu kez
yeni bir toprağı yani İtalya’yı kendi ülkesine katmak için sefere çıkar.
Kaleleri birer birer fetheden Attila, Akile kuşatmasını da tamamladıktan sonra
Roma’ya yönelince, kendisini burada bir heyet karşılar. Papa Attila’ya Roma’yı kuşatmaması
için yalvarır. Kuşatmadan vazgeçerse Hunlara bazı imtiyazlar vereceğini vaat
eder. Bu olaydan sonra Roma kuşatmasından vazgeçilir. Bu arada Hun ülkesinden
Attila’ya gelen haberlerde Kraliçe Kerka’nın öldüğü ve kendisi savaştayken Hun
ülkesinden ayrılan Onorya’dan kendisine mektup geldiği kendisine bildirilir.
# Roma
kuşatmasının kaldırılmasından sonra Attila ordusuyla birlikte Alp dağları
üzerinden ülkesine yönelir. Yolda rastladığı İldiko adında güzel bir kızı da
yanına alarak, sarayına gelir. Bir müddet sonra onunla evlenir. Fakat evlendiği
gecenin sabahında Attila yatağında ölü bulunur. Hayatı boyunca erkeklerin
sırtını yere getiren insan kadınlara mağlup olur.
Zaman
# Romanda
anlatılan olan beşinci yüzyılda geçmektedir. Eser, Doğu Roma İmparatorluğu
elçilerinin Attila’ya suikast planlamasıyla başlar; bu da 449 yılına denk
gelir. Zamanı 449 yılında başlayan eser, Attila’nın Gol seferini ve İtalya
seferini kapsamakta ve yaklaşık üç sürüp 451 yılında Attila’nın ölmesiyle sona
ermektedir.
# Attilâ
romanında kahraman, bir masal havasında yüceltilmiş ve bu anlayışa uygun olarak
roman esnek bir zaman kavramı ile kurgulanmıştır.
Mekân
# Attila
romanında mekânlar tarihsel özellikler taşımaktadır. Romanın başlarında
Kostantiniyye’de bulunan Bizans saraylarından bahsedilmektedir. Buranın serveti
ve güzelliği insanların aklını başlarından almaktadır. Bizans imparatorları
Kostantiniyye’de bulunan sarayları kullanarak insanları kendi istekleri
doğrultusunda kullanmaktadır.
# Eserde
Attila’nın sarayı başka bir mekân olarak okuyucunun karşısına çıkmaktadır.
Attila’nın sarayı, o zaman hükümdarlarının sarayları gibi görkemli olmayıp
çadıra benzeyen bir yapıdadır. Attila’nın sarayı romanda şu şekilde tasvir
edilmiştir:
Ertesi
sabah erkenden atlara binerek yola çıktılar. Budrog ile Nais arasındaki sahaya
gelmişlerdi. Dik bir tepe üstünde Attila’nın büyük bir çadıra benzeyen açık
renkli ahşap sarayını ve etrafını çeviren çitin arkasında isten simsiyah
kesilmiş çadırlarıyla ordugâh görünüyordu. Tepenin eteklerinde de çadırlar
vardı. Elçiler, atları üstünde bunların aralarından geçmeye başladılar.
Romalılar ve Hunlar bütün dikkatleriyle birbirlerine bakıyorlardı (s.22-23).
# Romandan alınan
yukarıdaki bölümden de anlaşılacağı üzere Attila’nın sarayı gösterişten
uzaktır. Türk milletinin beşinci yüzyılda göçebe bir millet olduğunu düşünürsek
yapıların ahşap binalardan ve çadırlardan ibaret olması normal karşılanacaktır.
# Eserde yer alan mekânlar,
göçebe hayatın birçok özelliğini gözler önüne sermektedir. Yine bu mekânlardan
biri de Attila’nın sevgilisi Onorya’nın kaldığı küçük kulübedir. Roman bu
kulübe şu şekilde tasvir edilmektedir:
Hun İmparatoru sedirin yanında, yerde duran
bir posta boylu boyuna uzanarak başını Onorya’nın dizleri kenarında sedirin
üstüne koydu (s.55).
Bakış Açısı ve Anlatıcı
# Attila
romanında anlatıcı her şeyi bilen, gören, olayların seyri hakkında bilgi veren
anlatıcıdır. Hâkim bakış açısı diye adlandırılan bu bakış açısında anlatıcı
üçüncü şahıstır, yani yazarın kendisidir.
# Yazar eserde
hâkim bakış açısının kullanmasının yanı sıra kahraman bakış açısını da
kullanmıştır. Romandan aşağıdaki bölümde bu durum açıkça görülmektedir:
...
Şark’ın Teodos’u beni öldürmeği kurmuş; vaktiyle yanımda bulunan Romalı
Vijilas’ı bu işe memur etmiş; namuslu bir elçinin maiyetinde bana gönderdi;
aralarında buluna bir adam bana suikastı haber verdi; yarım saat evvel onları
yakalattım. Cürümlerini itiraf ettirdim ve imzalattım, artık dünyaya karşı
bundan sonraki hareketlerimden tamamiyle gayrimesul sayılacağım.
# Yazar,
yukarıdaki gibi kahraman bakış açısını kullanmıştır ancak kullandığı bu bakış
açısında kahramanları sadece olay içerisinde konuşturmuş, diğer eserlerinde
olduğu gibi olduğu gibi kahramanların iç monolog yapmasına imkân tanımamıştır.
Şahıs Kadrosu
Başkişi
# Romanda Attila, bütün dünyaya korku salan bir
kahraman olarak tanıtılır. Attilâ, Hunlar için sıradan bir lider değildir.
Onların ve bütün dünyanın gözünde bir devdir.
# Başkişi Attila
eserde her zaman için haktan yana olan, zayıflara hücum etmeyen, bütün
insanların kudretlerinin tamamını kendisinde taşıyan, insanlardan ziyade
ilahlara yakın bir kişi olarak karşımıza çıkar. Hileden ve kendisine oyunlar
oynanmasından nefret eden Attila yağmaya ve savunmasız insanların
öldürülmesine şiddetle karşı çıkmaktadır.
Norm Karakterler
# Attila’nın
sevgilisi Onorya norm
karakterlerdendir. Esmer tenli, uzun siyah saçlı ve parlar siyah gözleriyle ve
en önemlisi zekâsı ve ihtirasıyla Attila’nın kendisine âşık olmasını
sağlamıştır. Bu güzel kadın kraliçenin kendisine attığı iftira neticesinde Hun
ülkesinden sınır dışı edilmiştir. Fakat sonra bir yolunu bulup tekrar saraya
girebilmiştir.
# Aslen Romalı
olan Ojenes, Hunlara iltihak etmiş ve harika zekasıyla kısa zamanda Attila’nın
ve tebaasının teveccühünü kazanmıştır. Ojenes zeki olmasının yanı sıra sadık
bir baş vezirdir.
Kart Karakterler
# Attila’nın eşi Kerka kocasına delicesine âşıktır.
Ancak bu aşk, önü alınamayan bir kıskançlığı doğurduğu için hem kendisine hem
de Attila’ya zarar vermekteydi. Kraliçe Kerka kıskançlığı neticesinde
Attila’nın sevgilisi Onorya’ya iftira atmış ve onun Hun topraklarından sınır
dışı edilme kararı verilmesine sebep olmuştur.
# Doğu Roma
İmparatoru Teodos ve Başvekil Krizafyüs, savaş meydanlarında diş
geçiremedikleri Attila’ya suikast planlayıp onu öldürmek istemişlerdir. Bu iş
için de namuslu bir elçi başkanlığında bir heyeti kullanmışlardır. Ancak
başarılı olamamışlardır.
Fon Karakterler
# Attila romanın şahıs kadrosu oldukça kalabalıktır.
Yukarıda bahsettiğimiz kahramanlar dışındaki bazı karakterleri şu şekilde
sıralayabiliriz: Vijilas, Maksiminyen, Prisküs, Zerkon, Rustiçyüs, İldiko, Papa Leon, Serkas, Valantinyen,
Aetyüs, Marsiyen, Metropolit Nikasyüs,
Ötropi, Başvezir’in zevcesi, Fletra,
Fletra’nın halası.