Şimşek Romanı – Özet, Tahlil, İnceleme - Edebiyat Araştırmaları
Son Başlıklar
Loading...

1 Eylül 2020 Salı

Şimşek Romanı – Özet, Tahlil, İnceleme


Şimşek Romanı – Özet, Tahlil, İnceleme
Şimşek romanının ilk basımı 1923’te gerçekleşmiştir. Şimşek romanı ayrıca 1926 yılı içersinde Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiştir.

Tema

# Şimşek romanı, babadan kalma mirasla gününü gün eden, bencil, haz düşkünü, ahlaksız bir karaktere sahip olan Sacid ile aşırı duygusal, çekingen, nezih ve kibar bir mizaca sahip Müfid arasında şekillenmektedir.
# Bunların yanında romana asıl şekil veren kumarbaz ve çapkın bir baba ile kendi havasında bir annenin kızı olan, dışarıdan gelen telkinlere ve her an değişmeye eğilimli, zekâsı iptidai mantığın dışına çıkamayan Pervin adlı kahramandır. Pervin bu özellikleriyle eserin eksen kahramanı olup iki farklı mizacın çatışmasında önemli rol oynamaktadır.
#  Aile ortamında başlayan gayri meşru bir ilişkinin bireyler arasında huzursuzluğa, çatışmaya ve nihayet bir aile faciasına yol açma, konusu üzerinden toplumun içerisinde bulunduğu ahlaki çöküntü anlatılmaktadır.

Olay Örgüsü- Özet

# Pervin, kocası Müfid ve Müfid’in dayısı Sacid, babadan kalma köşkte hep birlikte yaşamaktadırlar. Pervin ve Sacid, Müfid’in farkında olmadığı yasak bir aşk yaşamaktadırlar. Müfid konuyu başlangıçta bilmediği halde, Sacid ile karısının aynı mekânda bulunmalarından bilmekten son derece rahatsızdır ve başka bir eve taşınmak istemektedir. Bu nedenle evde çeşitli huzursuzluklar yaşanır. Bu huzursuzlukların yaşamasında en önmeli etken Pervin’dir.
# Şimşek romanının olay örgüsü Sacid, Pervin ve Müfid gibi üç ayrı mizacım çatışmasıyla şekillenir. Bu üç ayrı mizacın çatışması Pervin ve Müfid’in evliliği ile başlamıştır.
# Bir gün evde arkadaşlar arası, her zaman yapılageldiği şekilde bir toplantı olur. Müfid, Sacid ve Pervin’in bu arkadaşlarının durumlarını az da olsa bilmekte ve karısının onlarla aynı ortamı paylaşmasına hiç tahammül edememektedir. Onların sohbetinden de hoşlanmamakta, bulundukları toplantıları bir bahaneyle terk etmektedir. İlk kez bu toplantıda geçen bazı imalı konuşmalardan, Müfid’in içine korkunç bir şüphe düşer. Etrafa hissettirmeden durumu araştırmaya başlar. İlk olarak Pervin’in çantasında Arifin telefon numarasını bulur ve Pervin-Arif ilişkisine dair bulgular elde eder. Ancak hiçbir zaman konuyu sonuna kadar araştırmaz ve karısının kendisini aldattığına tam olarak inanmaz.
# Bir süre sonra Pervin-Sacid ilişkisine dair emareler de baş göstermeye başlar. Bir gün köşke döndüğünde Sacid ve Pervin’i beraber görmesi Müfid’in şüphelerini arttırmıştır. Müfid bu şüphelerini Ali ile paylaşır, Ali hiçbir sır vermez ancak kendisi şüphelerinde haklı olduğunu anlar. Pervin’in, Sacid ile ilişki yaşadığından daha çok şüphelenmeye başlayan Müfid, Pervin’le kavga eder, köşkten ayrılır ve halasının evine yerleşir. Burada aşk ve şüphenin bir araya gelmesinden doğan acıya ve ayrılığa dayanamayarak verem olur. Müfid, aylarca bu hastalıkla mücadele eder, hastalığı ilerler ve iyice yatağa bağımlı hale gelir. Ali ve başkaları Pervin ile Müfid’in aralarını yeniden yapmaya çalışsalar da başarılı olamazlar. Bu arada Pervin, derin bir vicdan azabı duymakla birlikte, aynı şekilde yaşamaya devam etmektedir.
# Müfid’in artık iyice zayıf düştüğü sıralarda; sırlarını paylaştığı arkadaşı Ali, sırf insani düşüncelerle, Pervin, Sacid ve diğer arkadaşları Müfid’in kaldığı yerde toplar.  Hastanın artık son zamanlarının geldiği iyice belli olmaktadır. Sohbetten ve yemekten sonra herkes bir odaya dağılır. Pervin ile Sacid Müfid’in yanında kalırlar. Şimşekli, yağmurlu bir gecedir. Pervin ile Sacid, Müfid ile bir süre ilgilendikten sonra bir kanepeye çekilirler. Şimşekler çakmaktadır. Pervin’in vicdanî duyguları nedeniyle istememesine rağmen Sacid, Müfid’in kendilerini göremeyeceği düşüncesinin verdiği rahatlıkla, malum eylemlerini hastanın odasında da yapmaya başlar. Müfid şimşeklerin etkisiyle ve seslerle uyanır, doğrulur ve bir daha şimşek çakmasıyla, gerçeği bütün çıplaklığıyla görür. Onlar da onu görürler ve hemen dışarı kaçarlar.
# Gerçeğin bu şekilde görülmesi ile birlikte, sanki bir mucize olur ve Müfid aylardır kalkamadığı yataktan kalkar, odasından aşağı inerek karanlıkta eline bir bıçak alır. Sacid ile Pervin evin dışındadırlar. Sacid, merakından karanlıkta evin içine girer ve elinde bıçakla bekleyen Müfid canının ve enerjisinin son damlasıyla Sacid’i öldürür, kendisi de beraber ölür. Olayın vahametini görür görmez Pervin “aklî hercümerce” girer, şuurunu, benliğini kaybeder, gecenin bir vakti çığlıklar içinde gecelikleriyle ortadan kaybolur. İsmini bile hatırlayamaz halde ertesi gün mahalle sakinleri tarafından ancak bulunabilir. Dost ve arkadaşları hemen tedavisi için gereğini yapmaya çalışırlar ama bütün gayretler nafiledir. Çünkü hiç kimse o gece orada neler olduğunu bilmemektedir ve bu hastalığa hiçbir teşhis konamaz.
# Şimşek romanının son paragrafında ve arka kapağında şu satırlar yazılıdır:
Hiç kimse, bir şimşek aydınlığı gördükçe Pervin’in niçin haykırdığını, niçin saçını başını yolduğunu, kendini yerlere attığını niçin kafasını taşlara vurduğunu, niçin tepindiğini anlamıyor, çünkü bu anda hastanın gözleri önüne gelen manzarayı bilmiyor, bu onlar için edebi bir meçhuldür, bunu yalnız biz, bu haileyi en yakından, bu haileyi içinden seyredenler, bunu yalnız biz (yani bu romanı okuyanlar) biliyoruz.”

Zaman

# Şimşek romanında vak’a zamanının yirmi altı senelik geniş bir zaman dilimini kapsamasına rağmen üç aylık bir zamanda cereyan eden olaylar romanın anlatma süresini kapsamaktadır.
# Şimşek romanındaki olaylar Mütareke döneminde yaşanmıştır. Ancak romanın terkibinde Mütareke döneminin karakteristik çizgilerine yer verilmemiştir.
# Şimşek romanı zaman olarak en geriye, Müfid’in dedesi Mahmud Paşa’ya Sultan Abdulhamid tarafından nazırlık verilmemesi ve Mahmud Paşa’nın çekilmesi olayına yani 1897 yılına kadar gider. Yine romanda zaman ağırlıklı olarak gün içerisinde akşam ve gece vakitleri tercih edilmiştir.

Mekân

# Şimşek romanında genel olarak mekânlar Bağlarbaşı’ndaki köşk ve Çengelköy’deki yazlık ev ile sınırlıdır. Romanda olayların ağırlıklı olarak geçtiği köşk şöyle anlatılır:
Mahmut Paşa’nın kendi tarifiyle yapılan bu köşk, İstanbul’un o büyük ve nadir binalarından biriydi ki içine böyle üç kişilik bir aileyi değil, birkaç nesli barındırabilirdi. Cephesi şose üstünde, arka tarafı Çamlıca’ya kadar geniş bir arz parçasını görerek bağlara, bostanlara nazırdı, binanın sağ tarafında büyücek bir koru vardı. Köşk üç katlıydı fakat en alt kat, bir bahçenin seddi hizasına geldiği için fazla karanlık olduğundan, Paşa’nın zamanından beri eşyasız, metruk bırakılmıştı. Şoseden binanın ikinci katına giriliyor, büyük bir sofa bu katı, biri birinin aynı iki daireye ayrılıyordu. Bu binanın garabetlerinden biri de iç içe geçme birçok dehlizleri bulunmasıydı (s.25).
# Pervin ile Sacid arasındaki ilişkiden şüphelenen Müfid çareyi Çengelköy’deki yazlık eve sığınmakta bulur. Burası köşke kıyasla daha güzel ve hele Müfid gibi huzura ihtiyacı olan birisi için ideal bir yerdir. Romanda yazlık ev şu şekilde tasvir edilmektedir:
Bir tepeye giden yol üstünde, her tarafı tellerle çevrili büyük bir bahçe, pencereleri sarmaşıklarla örtülü, odalar yeşil ışıklarla dolu, sessiz ev.
İnce rüzgâr ürperişleri ve tatlı yaprak sesleri, çiçek, sıcakta usareleri tebahhur ederek havaya dağılan ot, ıhlamur yaprakları. Denizde, ufukta, havada, ağaçlar ve yapraklar arasında renkli ışıklar. Doğarken ve batarken güneş. Saf hava. Derin sükût bir cigara külü düştüğü vakit sesi duyulur. Öğle güneşinde kiremitleri parlayan, seyrek, dağınık, tek tük evlerin arasından kıvrıla kıvrıla tepeye giden sarı yollar. Bu kimsesiz yerde geçen bir iki yolcunun kızarık, terli, yanık yüzlerine serin gölgeler bırakan ve bahçe duvarından sarkan büyük, yaşlı dalları biri birine dolanarak gökyüzünü kapatmış ağaçlar. Uzakta bostanların yeşil aralıklarında gümüşlü parıltısı geçen deniz. Rüyalı geceler. Sarhoşluk sızıntısı veren mehtap. Gözleri ürperten yıldızlar (s.175).
# Müfid’in vefatına kadar burada kalmasını tercih etmesinin en önemli sebebi ezici şüphelerin getirdiği psikolojik sıkıntılardan kurtulmak istemesidir.

Bakış Açısı ve Anlatıcı

# Şimşek romanı genel itibariyle 3. şahsın ağzıyla ve bakış açısıyla kaleme alınmıştır. 3. Şahıs anlatıcı, klasik anlamda her şeyi bilen, gören, yeri ve zamanı geldikçe okuyucuya bilgi veren “tanrısal” karakterli bir anlatıcıdır.
Hiç kimse, bir şimşek aydınlığını gördükçe Pervin’in niçin haykırdığını, niçin saçını başını yolduğunu, kendini yerlere attığını, niçin kafasını döşemelere vurduğunu anlamıyor, çünkü bu anda hastanın gözleri önüne gelen manzarayı bilmiyor, bu onlar için ebedi meçhuldür, bu haileyi içinden seyredenler, bunu yalnız biz seyrediyoruz (s.320).
# Şimşek romanından alınan yukarıdaki bölümde anlatımın 3. şahıs yani yazar tarafından yapıldığı açıkça görülmektedir. Safa romanda tanrısal bakış açısının yanında yer yer anlatımı kahraman bakış açısıyla gerçekleştirmiştir.
# Şimşek romanında entelektüel kimliği ile yer alan Ali, aynı zamanda yazar adına konuşan, yazar adına bazı düşünce ve felsefeleri savunan bir sözcü olarak karşımıza çıkar.

Şahıs Kadrosu

Başkişi

# Şimşek romanın başkahramanı olan Pervin yirmi dört yaşında ve kimsesizdir. Alımlı, güzel bir kadın olan Pervin erkek kahramanlardan Müfid ile evlidir. Eşini sevmesine rağmen sağlıklı bir ortamda yetişmemesi, anne ve babasının yasak ilişkiler içinde bulunması, kendisini de rahatsız edecek derecede değişken bir kişiliğe sahip olmasına neden olmuştur. Sacid babasının, Müfid annesinin, birtakım özelliklerini taşırken Pervin hem kumarbaz ve çapkın olan babasının hem de kendi havasında olan bir annesinin özelliklerini taşımaktadır.
# Pervin kendisini büyük bir aşkla seven duygulu, ince ruhlu kocası Müfid’e karşı içten şefkat ve vefa duygularıyla doludur, ama yaşam tarzının normal olduğunu zannetmektedir. İçinde yaşadığı arkadaş çevresinin çarpık ilişkiler yumağını tasvip etmemektedir, ancak kendisi istemeyerek de olsa bu zincirin halkalarından birini oluşturmaktadır.

Norm Karakterler

Peyami Safa’nın ifadesiyle Müfid, kendisinde hüzünde başka bir hissin tavrı olmayan melül bir adamdır. Pervin’e körü körüne aşık olan Müfid hastalıklardan bir türlü kurtulamaz. Müfid aşırı duygusal ve çekingen bir yapıya sahiptir. Böyle bir durumun ortaya çıkmasında annesi Tabende Hanım’ın etkisi büyüktür.
# Şimşek romanındaki diğer bir norm karakter Ali, romanın bilge kahramanıdır. Yazarın kendisini yansıttığı bu karakter dürüst, mantıklı bir insandır. Herkesin sırlarını bilir ama kimsenin sırrını bir başkasına vermez. Başı sıkışan, depresyona giren ona gelir, rahatlar, ondan tavsiyeler alır.

Kart Karakterler

# Sacid orta yaşlarda, hiç evlenmemiş, babadan kalma mirasla gününü gün eden bencil, mağrur, haz düşkünü ahlaksız bir kişiliğe sahiptir. Pervin’le ve başkalarıyla sırf zevk için beraber olan, acımasız, şüpheci, insanları kontrol altına alan, mefkûresi olmayan, sadece kendini düşünen bir insandır. Sacid’in bu kişiliği edinmesinde babası Mustafa Paşa etkili olmuştur.

Fon Karakterler

Arif, Behire, Melike, Suat ve birkaç kişi daha Sacid ile Pervin’in kendilerine benzer arkadaş çevresi olup, fon karakterlerdir.



Share with your friends

Add your opinion
Disqus comments
Notification
This is just an example, you can fill it later with your own note.
Done