Deniz Kurdu Özeti
Deniz Kurdu Mekân
Olaylar
değişik mekânlarda geçer. Önce San Francisco koyunda (bir kaza ile) başlar.
Daha sonra Pasifik Okyanusu’nda dolaşan bir gemide devam eder. Bir kısım
olaylar da Pasifik Okyanusu’nda Rusya yakınlarında bir adada geçmektedir.
Deniz Kurdu Zaman
Olaylar
1800’lü yılların sonları gibi bir tarihte yaşanmaktadır.
Deniz Kurdu Bakış Açısı
Öykü
birinci tekil kişi tarafından, romanın ana kahramanı Humphery Van
Weyden tarafından anlatılmaktadır. Olaylar ve karakterler, onun kendi yaşadıkları
ve gözlemleri doğrultusunda anlatılmaktadır.
Deniz Kurdu Temalar
Kendine Yetemeyen İnsan Hayatta Kalamaz: Van Weyden ve
Maud Brewster zengin
ve hayatta kalmak için ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetkârları olan
karakterlerdir. Ama gemiye geldiklerinde ikisi de hayatta kalmalarını
sağlayacak işlere girerler ve bu işleri yapabilecek duruma gelirler. Adaya
çıktıkları zaman da yine kendi kendilerine yetmeyi bilirler. Ve böylece bütün
olaylardan sağ olarak kurtulurlar.
Deniz Kurdu Karakterler
Humphery Van Weyden: Romanın ana kahramanıdır.
Babasının ölümü ile kendisine çok büyük bir servet kalan zengin bir
beyefendidir. Yaşamak için çalışmasına gerek olmayan, iyi eğitim almış ama
fiziksel olarak çok güçlü olmayan bir insandır. Aldığı iyi eğitim ve aklını iyi
kullanması sayesinde gemide hayatta kalmayı başarabilmiştir.
Kurt Larsen: Güçlü,
erkeksi ve sert bir karakterdir. Kitabın ana karakterlerindendir. Hayalet
isimli geminin kaptanıdır. Oldukça sert ve kaba bir mizacı vardır ve bu yüzden
bütün gemi mürettebatı kendisinden nefret eder ama fiziksel gücünden dolayı da
korkar.
Maud Brewster: Diğer
bir ana karakterdir. Kitabın tek bayan karakteridir ve Van Weyden ile
birbirlerine âşık olurlar. Van Weyden gibi
bu da zengindir ve yaşamak için çalışmaya ihtiyaç duymamıştır. Yirmi yedi
yaşında güzel bir kadındır. O zamana değin kendi işlerini hep başkaları
yapmıştır ama aklı sayesinde o da hayatta kalmayı başarabilmiştir.
Deniz Kurdu Olay Örgüsü
Van Weyden bir
arkadaşını ziyaret etmek için yola çıktığı geminin batması üzerine bir balıkçı
gemisi tarafından kurtarılır. Fakat geminin kaptanı iyi niyetli, insancıl biri
değil aksine kaba, sert ve oldukça ters biridir. Van Weyden’e
misafir muamelesi yapmaya hiç niyeti olmayan kaptan, onu öncelikle en basit
işlerde çalıştırır. Van Weyden, yavaş
yavaş güçlenip kendi ayakları üzerinde durmaya başlar. İlk olarak aşçının
yanında çalışan Weyden, zamanla ikinci kaptanlığa
kadar yükselir
ve artık
babasından kalan para ile yaşayan
Van Weyden’ın yerini kendi ayakları üzerinde durabilen bir gemici alır. Fakat
gemiye Maud Brewster’ın gelmesi ile Van Weyden’ın durumu değişir. Bayan Brewster’a âşık
olan Van Weyden, onu koruma içgüdüsü ile hareket
etmeye başlar ve bir gün sandallardan biri ile kaçma planı hazırlar. Açık
denizde karaya ulaşamayan Van Weyden ve
Maud Brewster nerede
olduğunu bilmedikleri ıssız bir adaya çıkarlar. Burada kendi yaşam
mücadelelerini verirler. Öncelikle kendilerine barınacak bir yer oluştururlar daha
sonra bunu sağlamlaştırmak için diğer koydaki fokları avlarlar. İlk başta onlar
için imkânsız olan fok avlamak, daha sonra ustalıkla yaptıkları bir iş olur ve
barınaklarını daha korunaklı bir hale getirirler. Bir gün uyandıklarında Kurt
Larsen’in gemisini harap bir halde kıyıya vurmuş olarak görürler. Gemiyi bu
ıssız adadan kurtulmanın bir yolu olarak gören Van Weyden ve
Maud Brewster
gemiyi onarmaya çalışırlar. Ama Kurt Larsen beynindeki tümör yüzünden oldukça
rahatsız bir haldedir ve adadan kurtulmak istememektedir bu yüzden de onların
tüm çalışmalarını sabote eder. Fakat Kurt Larsen bir süre sonra iyice kötüleşir
ve artık kimseye bir zarar veremeyecek hale gelir. Maud ve
Van Weyden gemiyi onararak adadan kurtulur.